Ülkemiz Ormanlarında Zarar Yapan Böcek Listesi

 


Sedir Ağacı Zararlıları

Yaprak Zararlıları

Calomicrus apicalis (Sedir yaprak böceği)


Zararı: Böceğin zararı genç ağaçlarda daha fazla olur. Larvalar ibrelerin daha çok orta kısmı kalacak şekilde beslenir. Zarar gören ibreler önce açık yeşile dönüşmekte, sonra sararıp kızarmaktadır.

Mücadelesi: Böceğin zarar yaptığı mayıs-haziran aylarında methiocarb ve malathion aktif maddeli insektisitler ile erginlerine karşı kimyasal mücadele yapılır.

C:\Users\veyse\AppData\Local\Microsoft\Windows\INetCache\Content.Word\Sedir yaprak böceği.jpg

Acleris undulana (Sedir yaprak kelebeği)


Zararı: Yumurtadan çıkan tırtıllar sedirlerin taze ibrelerini uç ve yanlarından kemirir. Tırtıllar büyüdükçe eski yıllara ait ibreleri de yemek suretiyle ağaçların çıplak bir hâl almasına sebep olurlar. . Bu durumda önemli bir artım kaybı yaşanmasının yanı sıra zayıflayan ağaçlar başta Orthotomicus tirdentatus (sedir kabuk böceği) olmak üzere muhtelif kabuk böceklerinin saldırısına maruz kalır.

Mücadelesi:

  1. Bu zararlının mücadelesinde haziran ayının ikinci yarısından itibaren tırtıl döneminin sonu olan ağustos ayı başına kadar ruhsatlı bakteri (Bacillus thurigiensis var. kurstaki) içerikli biyopestisit ile yerden veya geniş alanlarda havadan uygulama yapılır.
  2. Diflubenzuron içerikli insektisitler sıcak sisleme yapmaya uygun ekipmanla uygulanır.
  3. Biyolojik mücadele amacıyla zararlının görüldüğü alanlarda kuş yuvaları asılarak böcekçil kuşların popülasyonlarının artırılması sağlanır.
  4. Kırmızı orman karıncası (Formica rufa) ile biyolojik mücadele uygulaması için avcının ekolojik isteklerine uygun sahalara karıncanın doğal olarak yayılış yaptığı yerlerden nisan ayı içerisinde yuva transplantasyonları yapılmalıdır.

C:\Users\veyse\AppData\Local\Microsoft\Windows\INetCache\Content.Word\sedir yaprak kelebei.jpg

Traumatocampa ispartaensis (Sedir kese böceği)

Zararı: Monofag bir zararlı olup konukçusu Cedrus libani’dir. İlk çıkan tırtıllar ibrelerin yanlarını kemirerek zarar yapar. Olgunlaşmalarına paralel olarak yaprakları tamamen yerler.

Mücadelesi:

  1. Yumurta dönemi boyunca (eylül-nisan arası) sürgün uçlarına ve alt kısımlarına bırakılan yumurtalar mekanik olarak toplanır ve yakılmaları yumurta parazitoitlerinin ölümüne yol açacağı için orman dışına 50 metre açığa bırakılır. Yumurtadan çıkan larvaların ormana ulaşmaları mümkün olmayacak, fakat parazitoitler erginleşerek ormana döneceklerdir.
  2. Zararlının larva döneminde mücadelesi mayıs-temmuz ayları boyunca bakteri kökenli ilaçlar (Bacillus thurigiensis var. kurstaki) ile yerden veya geniş alanlarda havadan uygulama yapılır.
  3. Larvalar ile mekanik mücadele amacıyla keselerin haziran-temmuz ayları boyunca toplanması ve 100 metre orman dışına çıkarılması gerekir.
  4. Kitin sentezini engelleyen Diflubenzuron içerikli insektisitler sıcak sisleme yapmaya uygun ekipmanla nisan-ağustos aylarında uygulanır.
  5. Biyolojik mücadele amacıyla böcekçil kuşların popülasyonlarının desteklenmesi amacıyla kuş yuvaları asılmalı ve takipleri yapılmalıdır.
  6. Kırmızı orman karıncası (Formica rufa) ile biyolojik mücadele uygulaması için avcının ekolojik isteklerine uygun sahalara karıncanın doğal olarak yayılış yaptığı yerlerden nisan ayı içerisinde yuva transplantasyonları yapılmalıdır.

C:\Users\veyse\AppData\Local\Microsoft\Windows\INetCache\Content.Word\sedir kese böcegi.jpg

TOMURCUK VE SÜRGÜN ZARARLILARI

Dichelia cedricola (Sedir sürgün kelebeği)

Zararı: Monofag bir sedir zararlısıdır. Tırtıllar sedir ağaçlarında öncelikle ibrelerle beslenir, daha sonra tomurcuklarda önemli derecede zarar yapar. Zarar gören ibreler, önce sararır daha sonra kızararak dökülür.

Mücadelesi: 

  1. Bu kelebek türünün mücadelesinde larvaların belirginleştiği nisan-mayıs ayları boyunca Bacillus thurigiensis var. kurstaki ile yerden veya geniş alanlarda havadan uygulama yapılır.

  2. Diflubenzuron içerikli insektisitler sıcak sisleme yapmaya uygun ekipmanla uygulanır.

  3. Biyolojik mücadele amacıyla zararlının görüldüğü alanlarda kuş yuvaları asılarak böcekçil kuşların popülasyonlarının artırılması sağlanır.

  4. Ülkemizde doğal yayılış alanının güney sınırı Isparta yöresi olan kırmızı orman karıncası (Formica rufa) ile biyolojik mücadele uygulaması doğal şartlara en yakın, avcının ekolojik isteklerine uygun sahalara, karıncanın doğal olarak yayılış yaptığı yerlerden nisan ayı içerisinde yuva transplantasyonları yapılmalıdır.


KOZALAK VE TOHUM ZARARLILARI

Gravitarmata osmana (Sedir kozalak kelebeği)

Zararı: Böceğin zararı, kozalak pullarının dıştan renk değiştirmesinden, az veya çok deforme olmasından, öğüntü, reçine sızıntısı ve pisliklerinden anlaşılır. Larvaları kozalakların tohum ve pullarını yiyerek iç kısmını delik deşik eder.

Mücadelesi: Mücadelesi zor olup; ancak içinde tırtıl ve pupa olan kozalaklar toplanıp imha edilebilir.

C:\Users\veyse\AppData\Local\Microsoft\Windows\INetCache\Content.Word\sedir kozalak kelebeği.jpg

KABUK-KAMBİYUM-ODUN ZARARLILARI

Orthotomicus tridentatus (Sedir kabuk böceği)

Zararı: Sedir kabuk böceğinin üreme ve beslenmesi kambiyum tabakasında gerçekleşir. Kambiyum tabakasına ulaşmak üzere açtığı delikler ve bazı ağaçlarda özellikle delik çevresindeki reçine akıntıları böceğin varlığının en belirgin işaretidir. Kabuk altındaki varlığı ise açtıkları ana ve larva yollarından anlaşılır.

Mücadelesi: 

  1. Böcek zararı ve diğer sebeplerle kurumuş ya da kurumakta olan ağaçların kesilmesi suretiyle ormanda temiz bir işletme uygulanmalıdır.

  2. Yeni kesilmiş ve nispeten kalın çaplı (15 cm ve üzeri) ağaçlarla hazırlanan tuzak odunları, uçma zamanından iki hafta önce hazırlanmalıdır. İki generasyon için uygulanarak etkili bir mücadele gerçekleştirilmelidir.

  3. Biyoteknik (Feromon) mücadelesi, türe has olarak sentezlenen ipsenol, ipsdienol içerikli dispenserler ile gerçekleştirilmelidir. Haftalık kontroller ile tuzaklara düşen zararlılar imha edilerek, faydalı böcekler doğaya geri salınmalıdır.


ÖZ SUYU EMEN ZARARLILAR

Cinara cedri (Sedir yaprak biti)

Zararı: Kolonilerinin konukçu bitki sürgün ve yapraklarda öz suyu emmesi sonucunda sürgünlerde kurumalar oluşur. Yoğunluğun fazlalaştığı sürgünlerde ibreleri kızararak kahverengimsi bir renk alır. Kuruyan ibreler sebebiyle, konukçu bitkinin tohum üretme kabiliyeti düşer ve artım kaybı gerçekleşir.

Mücadelesi: Dimethoate, malathion, pirimicarb, imidacloprid, acetamiprid etkili maddeli insektisitlerle kimyasal mücadele yapılır. Doğal düşman (özellikle Coccinellidae/Gelin böcekleri türleri) popülasyonu çok ise ilaçlama tercih edilmemelidir.

ÇAM ZARARLILARI

YAPRAK ZARARLILARI

Thaumetopoea wilkinsoni (Çam kese böceği)


Zararı: Tırtıllar ağaçların ibrelerini yiyerek zararlı olurlar. Miktarı az olursa yalnız yuvalarının civarında bulunan ibreler zarar görür. Fakat kitle halinde ürediklerinde ağaçları ve meşcereleri tamamen çıplak hâle getirirler.

Mücadelesi: Çam kese böceği ile mücadele oldukça zor olup entegre mücadele uygulaması başarıyı artırmaktadır. (Adacık metodu, Yumurta koçanlarının toplanması, Keselerin mekanik olarak toplanması, Feromon tuzakları ile erginlerin yakalanması, Yerden ve havadan Bacillus thuringiensis uygulaması, Sıcak sisleme ile insektisit uygulaması, Calosoma sycophanta ile biyolojik mücadele)

Mekanik Mücadele:  Mekanik mücadelede kullanılan yöntemler, böceğin çeşitli evrelerde ortamdan uzaklaştırılarak popülasyon yoğunluğunu azaltmaya yöneliktir. Ağaçlandırma alanları ile genç ağaçlar üzerindeki yumurta koçanları temmuz-eylül döneminde toplanarak orman dışına çıkarılır. Yumurtaların tırtıl çıkışları başlamadan önce toplanması ve bunların yakılmadan ormana 50 metre uzaklıkta bir açıklığa bırakılması, yumurtaların içindeki parazitoitlerin ormana geri dönebilmesi açısından önemlidir.

Sonbahardan ilkbahara kadar, yani tırtıl dönemi sırasında keseler dal makaslarıyla kesilerek toplanır. Ancak bu hususta geç kalınmamalıdır. Zira tırtılların büyümesi o yıl için zararını büyük ölçüde yapmasına ve işçilerin alerjik sorun yaşamasına yol açar. Bunun için birinci ve ikinci larva dönemleri tercih edilmelidir. Tepe sürgünlerindeki keselerin imhası için içine insektisit enjekte edilmelidir.

Parazit sineği Phryxe caudata başta olmak üzere parazit ve avcılarının doğaya dönüşünü sağlamak amacıyla tırtıllı keseler etrafı su dolu adacıklara bırakılır. Bunun yanında her bir tarafı tel ile kaplı kafesler içine keseler konularak parazitlerin gelişimi ve ormana geri dönüşleri sağlanabilir. Tırtılların üzerinde bulunan ayna kıllarının sebep olduğu kaşıntı ve kabarcıklara engel olmak için mücadelede çalışan işçilerin çıplak yerlerine vazelin sürmeleri, eldiven giymeleri ve gözlük takmaları büyük yarar sağlar.

Biyoteknik Mücadele: Erginlerin delta ya da funnel tipi tuzaklarla ruhsatlı feromon preparatları sayesinde yakalanması böceğin uçma zamanı olan temmuz-eylül döneminde gerçekleştirilmelidir. Feromon tuzakları orman içi açıklıklara yerleştirilir ve bu sayede erkek ergin bireyler toplanarak popülasyon kontrol altında tutulur. Bu yöntem boylu meşcereler de ve nispeten küçük alanlarda verimlidir.

Biyolojik Mücadele: Çam kese böceği tırtıllarına karşı patojen mikroorganizmalardan, mesela bakterilerden yararlanılır. Son yıllarda bu zararlıya karşı Bacillus thuringiensis subsp. kurstaki ve B. thuringiensis subsp. thuringiensis preparatları başarıyla kullanılmaktadır. Yumurta parazitoitlerinin korunarak ormana dönüşünü sağlamak suretiyle biyolojik mücadele yapılır.

Calosoma sycophanta (L.) çam kese böceğinin en önemli avcılarından(predatörü) biridir.

Diprion pini (Çalı antenli çam yaprak arısı)

Zararı: Türkiye’de geniş bir yayılış alanına sahip olan çam zararlısıdır. Ağaçların iğne yapraklarını yemek suretiyle zarar yapar. Genellikle bir yaşını doldurmuş iğne yaprakları yerler. İğne yapraklardan geriye, orta damarları iplik gibi ve kıvrılmış gibi görünen kısım kalır. Esas konukçusu sarıçamdır. Fakat diğer çam türlerinde de yaşar.

Mücadelesi: 

  1. Ağaçlardaki larvalara arazözle tazyikli su sıkılarak yere düşürülür. Düşen larvaların bir kısmı ölür. Canlı olanlarda ezilerek imha edilir. Bu yöntem larvaların ilk döneminde daha etkilidir. Bütün larvalarda bu yöntem uygulanabilir.

  2. Ağaçlandırma alanlarındaki genç ağaçlar silkelenerek düşen larvalar imha edilir.

  3. Yalancı larvalar geniş alanlarda zarar yapıyorsa, mide ve temas insektisitlerinden yararlanılır. Sıcak sisleme için uygun olan diflubenzuron etkili maddeye sahip insektisitler, hektara 150-165 ml uygulanır. Mayıs-haziran ve eylül-ekim dönemlerinde iki generasyona karşı mücadele uygulanır.

  4. Feromon tuzakları sayesinde popülasyonun izlenmesi mümkündür. Uçma zamanının yöresel olarak tespiti ve popülasyon düzeyini tahmin için faydalıdır.

C:\Users\veyse\AppData\Local\Microsoft\Windows\INetCache\Content.Word\Çalı antenli çam yaprak arısı.jpg

TOMURCUK VE SÜRGÜN ZARARLILARI

Rhyacionia buoliana (Çam sürgün bükücüsü)

Zararı: Türkiye’de çam ağaçlarının en zararlı böceğidir. Larvalar tomurcukları delerek içine girer ve tomurcuğun iç kısmını oyar. Bu şekilde zarar gören tomurcuklar ya kurur ya da postacı boynuzu denilen anormal bir şekilde gelişim gösterir. Bu durum yan sürgünün, zarar gören ana sürgünün yerini almasından meydana gelir.

Mücadelesi: 

  1. Küçük ağaçlandırma alanlarında ya da zararın sahada lokal olarak görülmesi halinde, tırtıl dönemi boyunca (temmuz-mayıs) zarar görmüş tomurcuk ve sürgünler toplanır.

  2. Fidanlıklarda böceğin zarar vermesi sonucu fidanların, özellikle tepe sürgününün deforme olması sebebiyle, bu fidanlardan başarılı neticeler alınamayacağı için böceğin zarar yaptığı fidanlar sökülerek tırtıllarla birlikte yakılır.

  3. Büyük ağaçlandırma alanlarında, böcekli sürgünlerin elle toplanması mümkün olmayacağından buralarda; kelebeğin uçma zamanı boyunca 15’er gün ara ile tekrarlanmak üzere 2 defa Diflubenzuron etken maddeli insektisit uygulanır.

  4. Feromonu bulunan bir tür olup, böceğin popülasyonunun izlenmesi ve uçma zamanının tespitinde, bu feromonlardan yararlanılmalıdır. Uçma zamanının bilinmesi, kimyasal mücadele uygulamasının zamanlaması açısından önemlidir.


Trisetacus pini (Çam ibre kını akarı)

Zararı: T. pini popülasyonun 20–40 yaş arasındaki karaçam meşcerelerinde oldukça fazlalaştığı ve en fazla yaprak kaybına sebep olan zararlı olduğu görülmektedir. Faaliyet gösterdiği alanda beslenme ve toksik etki sebebiyle büzülme ve pas gibi kahverengi bir oluşuma sebep olmaktadır. Uç ve yan tomurcuk kaideleri ile kın içerisinde ibrelerin özsuyunu emerek zarar yaparlar. Özellikle sürgünler üzerinde beslenme dönemindeki salgıladıkları toksik maddelerle gal veya çeşitli deformasyonlara sebep olurlar. Ağacın tepe ve yan tomurcuklarının çevresindeki ibreler arasında zarar yaparak, zarar gören genç sürgünlerin şişmesine ve uç tomurcukların ölmesine sebep olur. Bu zararlı, Anadolu’da karaçam ağaçlandırma alanlarında yeni ve potansiyeli yüksek bir zararlıdır. Akar, karaçam plantasyonlarında kitle üremesi yaparak bazen %80’e varan ölümlere sebep olmaktadır.

Mücadelesi:

  1. Yeni tesis edilen ağaçlandırma alanlarında yetişme muhiti şartlarına uygun fidan seçimi gereklidir. 2) Zararlının yaygın olduğu alanlarda mono kültürden kaçınılmalıdır.

  2. Akar kış boyunca faal olarak zararlı olduğundan, erken ve zamanında mücadele yapılmalıdır.

  3. Akarın tespit edildiği fidanlıklardan ağaçlandırma alanlarına fidan gönderilmemelidir. Gerekirse iç karantina tedbirleri uygulanmalıdır.

  4. İlaçlı mücadelede etkin olarak amitraz kullanılabilir.

C:\Users\veyse\AppData\Local\Microsoft\Windows\INetCache\Content.Word\t pi zarar.jpg

KOZALAK VE TOHUM ZARARLILARI

Leptoglossus occidentalis (Çam kozalak tohum sokan)

Zararı: Yumurtalar ağacın ibreleri üzerine tek sıra halinde bırakılır. Başlangıçta açık kahverengindedir, daha sonra kırmızımsı kahverengine dönüşür. Nimfler genellikle kozalaklar üzerinde veya yakın çevresinde başlangıçta genç ibrelerle beslenirler, sonra kozalaklar içindeki tohumlara geçerek onların öz suyunu emerler. Ülkemizde başta Pinus pinea olmak üzere bütün çam türlerinde tohum verimini düşürmektedir.

Mücadelesi: Nimf ve erginlerine karşı dimethoate, carbaryl, permethrin etkili maddeli insektisitler ile kimyasal mücadele uygulanır. Kışladıkları yerlerde erginler toplanabilir, tuzak bitkileri veya tuzaklar hazırlanarak erginler toplanarak veya ilaçlanarak mücadele edilir.


Dioryctria mendacella (Kızılçam kozalak kelebeği)

Zararı: Ülkemizdeki bütün çam türlerinin kozalaklarında zarar yapmaktadır. Tırtıllar çamların bir yıllık genç kozalaklarının özellikle kozalak ekseni ve tohumların bulunduğu yerlerde meydan şeklinde zarar yapar. Olgunlaşmaya başlamış kozalaklardaki zarar, kozalak yüzeyinin hemen altında olur ve kozalak sathı yer yer delikli ve parçalanmış haldedir. Zarar gören kozalakların dışı kahverengine döner, kozalak üzerinde reçine kümeleri, beslenme artıkları ve kozalak şeklinde bozulmalar görülür. Zarar ilerledikçe kahverengilik bütün kozalağa yayılır ve kozalak ölür.

Mücadelesi: Mücadelesi için tırtıl bulunan kozalaklar toplanıp imha edilir.

             




KABUK-KAMBİYUM-ODUN ZARARLILARI

Ips acuminatus (Altı dişli çam kabuk böceği)

Zararı: İnce kabuklu çam (karaçam ve sarıçam) ile ladin ağaçlarını tercih eder. Ayrıca göknar ve ardıçta zarar yapar. Genellikle yaşlı ve ölmüş ağaçların tepe ve dallarının ince kabuklu kısımlarında üreme yaparlar. Sekonder zararlı olduklarından kesim alanları ile yangın sahalarını tercih ederler. Buralardan da sağlıklı ağaçlara geçerek bunların tepe çatısı ile üst gövde kısımlarının ince kabuklu yerlerinde zararlı olurlar. Kitle halinde üredikleri takdirde mavi pas mantarlarını taşımak suretiyle büyük odun kitlelerinin tahribine de dolaylı olarak sebep olurlar.

Mücadelesi: İnce kabuklu tuzak ağaçları uçma zamanından önce hazırlanır. Bunun yanında feromon tuzaklar ve hâlihazırda ruhsatlı 50 mg Ipsenol+50 mg Ipsdienol+50 mg Cis- verbenol/dispenser içerikli feromon preparatları kullanılarak biyoteknik mücadele yapılır. Böcek yoğunluğuna göre hektarda 4-10 adet tuzak kullanılır.



Ips sexdentatus (On iki dişli çam kabuk böceği)

Zararı: Türkiye’de şiddetli epidemisi Picea orientalis’te görülmekle birlikte çam (özellikle Pinus nigra, P. brutia ve P. sylvestris) ile göknar türlerinde de zarar yapmaktadır. Üremek için hastalıklı, rüzgâr ve fırtına devriği, yanık alanlar, diğer böcekler tarafından tahrip edilmiş veya fizyolojik bakımdan zayıflamış ağaçları tercih eder. Böceğin arız olduğu ağaçlar giriş deliklerinden, buralardan dökülen öğüntü, reçine sızıntıları ve reçine hunisinden anlaşılır. Bu şekilde özellikle ladinlerdeki kitle üremeleri sonucunda ekonomik bakımdan önem taşıyan zararlar oluştururlar. Zararının daha çok ağacın tepe kısmından başladığı görülür. Ladin ormanlarında ağaçları öbekler halinde kurutmakta ve kapalılığının kırılmasına ve meşcere bünyesinde ciddi yapısal bozulmalara sebep olmaktadır.

Mücadelesi

  1. Ips sexdentatus’la mekanik ve biyoteknik yolla (feromon tuzaklarıyla) mücadele edilmektedir. Tuzak ağacı durumundaki ağaçların süresi içinde belirlenip kesilmesi ve kabuklarının zamanında soyularak barındırdıkları çok sayıda böceğin yok edilmesi bu böceğin salgınlarının önlenmesinde oldukça önemlidir.

  2. Ormanda temiz bir işletme uygulanmalı ve uçma zamanından önce kalın kabuklu tuzak odunları hazırlanmalı ve hazırlanan tuzak odalarının zamanında kabukları soyulmalıdır.

  3. Zararlı için tespit edilen ipsdienol, aminitol, ipsenol, cis-Verbenol ve methylbutenol bileşikleri ile üretilen feromon preparatları kullanılarak biyoteknik mücadelesi başarılı neticeler vermektedir.

  4. Biyolojik mücadele kapsamında Rhizophagus depressus, R. dispar ve Thanasimus formicarius’un laboratuvarda üretilerek ormanlara salınma çalışmalarının yaygınlaştırılarak devam edilmesi gerekir.

C:\Users\veyse\AppData\Local\Microsoft\Windows\INetCache\Content.Word\On iki dişli çam kabuk böceği.jpg

Tomicus destruens (Akdeniz orman bahçıvanı)

Zararı: T. destruens Akdeniz’de yayılış yapan bütün çam türlerinde zararlıdır. Erginleri kabuk dışında ayrıca sürgünlerde olgunluk yiyimi yaparlar. Bu şekilde sürgünler kuruyarak kahverengi bir görünüm alır.

Mücadelesi:

  1. Uçma zamanında, T. piniperda için ruhsatlı (α-pinen içerikli) feromon kullanılarak biyoteknik mücadele ve tuzak odunları ile mekanik mücadele yapılır. Bu hususta dikkat edilmesi gereken husus, böceğin uçma zamanının yükseltiye bağlı olarak değişiklikler göstermesidir.
  2. Sürgünlerde olgunluk yiyimi yapan erginler ile nisan-mayıs aylarından başlanarak kışa kadar sürgünlerin toplanıp imha edilmesi yoluyla mekanik mücadele yapılır.

Tomicus minör (Küçük orman bahçıvanı)

Zararı: Türkiye’de kızılçam, karaçam, fıstıkçamı, sarıçam ve sedirler üzerinde saptanmıştır. Taze kesilmiş olan ağaçların gövdeleri ile birlikte dikili vaziyette ve biraz zayıf düşmüş ağaçlara da arız olmak suretiyle primer bir görünüm arz eder.  Bu böceğin diri oduna fazlaca girmiş olan yenik şekli ve özellikle çok uzun olan ana yolları, ağaca halkalama gibi tesir ederek öz suyun akımına engel olur. Bu sebeple bu böceğin zararı T. piniperda’ya nazaran daha tehlikeli olarak kabul edilir. Ağaçların sürgünlerinde olgunluk ve regenerasyon yiyimi yapar.

Mücadelesi: 

  1. Zararlı ile uçma zamanında ruhsatlı (α-pinen içerikli) feromonla biyoteknik mücadele ve tuzak odunları ile mekanik mücadele yapılır. Mart ayının başında tuzakların araziye yerleştirilmesi gerekir.

  2. Sürgünlerde olgunluk yiyimi yapan erginler ile mekanik mücadele amacıyla, yaz ve sonbahar ayları boyunca sürgünler toplanıp yakılır.

Tomicus piniperda (Büyük orman bahçıvanı)

Zararı: Bütün çamlarda, nadiren ladinde zarar yapar. Böcek üreme yiyiminden başka bir de regenerasyon yiyimi yapar. Bunun için yumurtalarını koyduktan sonra, üreme yolunu terk ederek, ağaçların tepesine gider ve burada bir yıl önceki sürgünleri kaidesinin biraz üstünden delerek içeriye girip, sürgünün öz odununu tahrip eder. Genç erginlerde aynı yılın mayıs sürgünlerinde, yaşlı böceklerin regenerasyon yiyimine benzer olgunluk yiyimi yaparlar. Bu yiyimlerle öz boruları boşalan sürgünler sonbaharda, hatta yazın rüzgârın etkisiyle kırılarak yere düşerler. Bu şekilde zarar görmüş olan ağaçlar, bir bahçıvan tarafından makaslanmak suretiyle sivri bir form verilmiş gibi göründüklerinden, bu böceğe ‘Orman Bahçıvanı’ denilmiştir.

Mücadelesi: 

  1. Zararlı ile uçma zamanında ruhsatlı (α-pinen içerikli) feromonla biyoteknik mücadele ve tuzak odunları ile mekanik mücadele yapılır. Şubat-mart ayları boyunca tuzakların araziye yerleştirilmesi gerekir.

  2. Sürgünlerde olgunluk yiyimi yapan erginler ile mekanik mücadele amacıyla yaz ve sonbahar ayları boyunca sürgünler toplanıp yakılır

Pissodes notatus (Çam kültür hortumlu böceği)

Zararı: Çoğunlukla çam türlerinde, bazen de göknar ve ladinlerde zarar yapmaktadır. 3-15 yaşları arasındaki çamların alt dallarının gövde ile birleştiği kısımlarda zarar yapar. Yaşlı çamların gövdelerinde de zarar yapar. Zayıf yetişmiş kültürleri tamamen yok edebilir. Böcekli fidanlar genç sürgünlerin solması, ibrelerin renklerinin değişmesi ve pupa beşiği üstündeki kabuklarda daire şeklindeki uçma deliklerinin bulunması ile ayırt edilir. Kötü yetişme muhitlerinde bulunan, yangından ya da primer zararlı kelebek tırtılı ile mantarlar tarafından zarar görmüş çam ağaçlarında görülür.

Koruma tedbirleri ve mücadelesi: 

  1. Çam meşcereleri tesis edilirken ağaç türlerinin yetişme muhiti istekleri göz önünde bulundurulmalıdır.

  2. Çam kültürlerini zararlı etkilerden koruyarak sağlıklı meşcereler yetiştirme yoluna gidilmelidir.

  3. Sağlık durumları bozulmuş ağaçlar kesilerek, ilkbahar gelmeden ormandan uzaklaştırılmalıdır.

  4. Mekanik mücadele kapsamında dal halkalarındaki kabukların yer yer çatlamasıyla kendini belli eden böcekli fidanlar sökülerek, büyümüş olan fidanların ise kabukları bezler üzerinde soyulup yakılmalıdır.

  5. Karışık meşcereler yetiştirme yoluna gidilmelidir.

  6. Mekanik mücadele kapsamında tuzak odunları hazırlanmalıdır.



Orthotomicus erosus (Akdeniz çam kabuk böceği)


Zararı: Başta kızılçam olmak üzere bütün çam türlerinde zarar yapar. Orthotomicus erosus, Akdeniz iklim mıntıkasındaki çam meşcerelerinin en önemli zararlı böceklerinden biridir. Sekonder zararlı olan bu böcek, kış kuraklığının söz konusu olduğu ılık ve kurak geçen kışların birbirini izlemesi halinde taleplerine uygun olmayan yetişme muhitlerinde, özellikle sığ ve kumlu topraklar üzerinde bulunan çamlarda, kar kırmaları ile kurutucu rüzgarların etkisinde kalmış veya mantar ve çam kese böceği tırtılları tarafından zarar görmüş olan bütün yaş sınıflarındaki ağaçlarda zarar yapar. Bu sebeple Orthotomicus erosus ormancılık bakımında yurdumuzun en önemli kabuk böceklerinden biridir. Tahribatı hava hallerine bağlı olarak nisan ayından ekim ayına kadar sürdürür.

Mücadelesi:

  1. Ormanda temiz bir işletme uygulanmalıdır. Yeni kesilmiş ağaçlardan tuzak odunları uçma zamanından iki hafta önce hazırlanmalıdır.
  2. Böceğin sık generasyon verdiği göz önünde bulundurularak, ibreli kabuklu emvalin orman içi istif yerlerinde bekletilmeden, ormandan çıkarılmasına gayret edilmelidir.
  3. Biyoteknik (Feromon) mücadelesi, türe has olarak sentezlenen Ipsdienol, cis-verbenol, methylbutenol içerikli dispenserler ile gerçekleştirilmelidir. Yıllık generasyon sayısı 3-6 arasında değiştiği için tuzakların dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekir.

C:\Users\veyse\AppData\Local\Microsoft\Windows\INetCache\Content.Word\Ekran görüntüsü 2023-01-07 165029.jpg


ÖZ SUYU EMEN ZARARLILAR

Leucaspis pusilla (Çam yaprak kabuklu biti)

Zararı: Genellikle ibrelerin dip kısmında ve iç yüzlerinde zarar yapar. İki ibrenin iç yüzeylerine yerleşir. Beslendiği yerde sarı renkli lekeler oluşur. İlerleyen dönemde bu kısımlar kahverengileşir ve ibre dökülür. Kitle halinde üreme yaptığında, ağaçların ölümüne sebep olur.

Mücadelesi: Chilocorus bipustulatus, Ablerus sp. ve Encarsia leucaspidis zararlının doğal düşmanları olarak bilinmektedir. Mücadelesinde suda çözünen konsantre mineral yazlık yağların, pülverizasyonla kullanılması

Leucaspis pini (Çam kabuklu biti)

Zararı: Bonitetin düşük olduğu çam plantasyonlarında ibrelerde özsuyu emmek suretiyle zarar yapar. İbrelerde sararma ve zararın yoğun olması vaziyetinde dal ve hatta fidan veya ağacın kurumasına kadar etkili olabilir.

Mücadelesi: Mücadelesinde suda çözünen konsantre mineral yazlık yağlar, pülverizasyon yöntemiyle kullanılır.


Leucaspis pusilla’nın ibrelerde beslenmesi ve zararı






Meşe Ağacı Zararlıları

Yaprak Zararlıları

Tortrix viridana (Yeşil meşe bükücüsü)

Zararı: Tırtılları meşe ağacının yapraklarında çeşitli şekillerde zarar yapar. İki farklı yaprağı birini alt yüzeyinden diğerini üst yüzeyinden olmak üzere birbirine yapıştırırlar. Katladıkları yapraklarda uç kısmından başlayarak yaprağın sapına kadar yiyim yapar. Popülasyon yoğunluğuna bağlı olarak ağaçlarda hiç yaprak kalmayacak şekilde yiyim yapma potansiyelleri vardır. Ağaçların yapraklarını yemek suretiyle artım kaybına sebep olurlar.

Mücadelesi: 

  1. Tortrix viridana’nın uçma zamanında feromon tuzakları kullanılarak popülasyon takibi yapılabilir.

  2. Bu zararlı ile nisan ve mayıs aylarında yani tırtıl döneminde yerden sıcak sisleme yöntemiyle kimyasal mücadele yapılır. Ancak ağaçları öldürmemesi ve doğal düşmanlarının çok olması sebebiyle ormanlarımızda kimyasal mücadele uygulamalarından kaçınmak gerekir. Gerekli görülürse Diflubenzuron içerikli insektisitler sıcak sisleme yapmaya uygun ekipmanla uygulanır.

  3. Zararlının genel olarak popülasyonunun yüksek seyrettiği sahalara öncelik vererek kuş yuvaları asılmalı, büyük baştankara, mavi baştankara, boz çıvgın, guguk kuşu gibi T. viridana tırtıllarıyla beslendiği bilinen böcekçil kuşların popülasyonlarının artırılması sağlanır.

Thaumetopoea processionea (Meşe kese böceği)

Zararı: Meşe türlerinde zarar yapan fizyolojik zararlı bir böcektir. Meşelerin yapraklarını yiyerek onları çıplak bir duruma getirebilir. Artım ve meyve kaybına sebep olur. Çıplaklaşan ağaçlar kısa bir süre sonra yeniden yeşillenir. Fakat arka arkaya gelen zararlar sebebiyle yaşlı ağaçların tepesi kurur.

Mücadelesi: Mayıs-haziran ayları boyunca larva keseleri toplanarak mekanik mücadele uygulaması yapılır. Bir kitle üremesi halinde mide ve temas insektisitleriyle kimyasal mücadele uygulanır. Diflubenzuron etkili maddeye sahip böcek gelişim düzenleyici insektisitler kullanılır.

Isophya amplipennis (Meşe yaprak çekirgesi)

Zararı: Yumurtadan çıkan nimfler ağaçların yapraklarını yer. Olgun erginler yumurtalarını tek tek, bitki dokularında açtıkları yarıkların içine bırakırlar. Genellikle meşe türlerinde, zaman zaman göknar ve ladin türlerinde de zarar yapar.

Biyolojisi: Kışı yumurta döneminde geçirir. Uçma zamanı sonbahar aylarıdır. 

Mücadelesi: Nimf ve ergin dönemlerinde cypermethrin ve malathion etkili maddeli insektisitler ile kimyasal mücadele uygulanır.



ÖZ SUYU EMEN ZARARLILAR


Corythucha arcuata (Meşe dantel böceği)

Zararı: Kışı meşe ağaçlarının kabuk çatlaklarında geçiren erginler, ilkbaharda ilk gelişen meşe yapraklarına gider ve konukçu bitkinin taze yapraklarından beslenmeye başlarlar. Ergin ve nimfleri yapraklarda bitki özsuyunu emer, yaprakta klorofilin parçalanmasına sebep olurlar. Bu yüzden yaprakların emgi yerlerinde lekelenmeler oluşur. Çıkardıkları dışkıyı yaprağa tutturur, bu sebeple zarar görmüş yapraklarda böceğin siyah noktalar halindeki dışkıları görünür. Zarar gören yapraklar erken dökülür ve ağaçlar zayıf düşer.

Mücadelesi: Yoğun bir zarar söz konusu olursa acephate, dimethoate, carbaryl, malathion, cyfluthrin ve bifenthrin etkili maddelerine sahip insektisitlerle kimyasal mücadele yapılabilir.

ÖKSE OTLARI

Loranthus europaeus (Meşe ökse otu)

Zararı: Bulunduğu bitkinin mineral su ve besin maddelerini alarak organik maddeye dönüştürür. Böylelikle bulunduğu bitkide zamanla kurumalar gözlenir ve ağacın tohum veriminde azalma ve artım kaybı görülür. Ökse otu, bir taraftan ağaçlarda meydana getirdiği artım ve kalite kaybı ile ekonomik zarara sebep olmakta, diğer taraftan tıbbi bitkiler kapsamında eczacılıkta insan sağlığına ve yem bitkisi olarak da hayvancılığa hizmet etmektedir.

GÖKNAR AĞACI ZARARLILARI

KABUK-KAMBİYUM-ODUN ZARARLILARI

Cryphalus piceae (Küçük göknar kabuk böceği)

Zararı: Yaşlı ağaçların tepe kısımlarında daha çok zarar yapar. Bunun yanında ince kabuklu ağaçlara da arız olurlar. Genellikle ağaçların tepe çatısında ve devrik ağaçlarda ürerler. Üreme yiyimi için ağaçların zarar görmüş tepe çatıları, kışlama yiyiminden dolayı hastalanmış veya fizyolojik bakımdan zayıf düşmüş ağaçların yanı sıra sağlıklı ağaçlara da giderler. Bu arada Pityokteines curvidens ve diğer kabuk böceklerinin zayıflattığı ağaçlarda da birlikte zarar yaparlar. Bu böceğin tasallutuna uğrayan ağaçların önce sarı, sonraları kahverengi bir durum alan iğne yaprakları uzun zaman ağaçta düşmeksizin kalırlar. Popülasyonlarının yoğun olduğu zamanlarda gerek kışlama yiyimi ve gerekse üreme yiyimi sebebiyle sırıklık devresindeki göknar meşcereleri için çok ciddi zararlar oluştururlar. Bu yüzden ormancılık bakımından en önemli kabuk böceklerinden biridir. İnce kabuklu materyalleri tercih eder. Bu sebeple genç ağaçlarla, yaşlı ağaçların tepe ve dallarında zarar yapar. Kesimlerden sonra ormanda terk edilen kesim artıklarını ve ağaç tepelerini tercih eder. Zarar sebebiyle ağaç tepeleri kiremit kırmızısı bir renk alarak kurur C. piceae zararı ince çaptan kalın çapa doğru giderek azalmaktadır.

Koruma tedbirleri ve mücadelesi: 

  1. Ormanda temiz işletmecilik uygulanmalıdır. Orman hastalıklı ve zayıf ağaçlardan temizlenmeli ve kesim artıkları bekletilmeden ormandan çıkarılmalı ya da yakılmalıdır. Fırtına, kar vb. abiyotik faktörlerce zarara uğrayan ağaçlar böceğin ilk uçma zamanından önce (en geç mayıs ayı) temizlenmelidir.

  2. Uçma zamanından iki hafta önce tuzak odunları hazırlanmalıdır. Odunlara bırakılan yumurtalar olgun larva ve en geç pupa dönemine ulaşınca, tuzak odunları ormandan çıkarılmalıdır.

  3. Böcek tarafından zarara uğratılan dallar, erginler terk etmeden önce kesilerek ormandan çıkarılmalıdır.

Pissodes piceae (Göknar hortumlu böceği)

Zararı: Ülkemizde göknar, sarıçam ve ladin ormanlarında zarar yapar. P. piceae özellikle ağacın gövde kısmındaki kabuk altında zarar yapmaktadırlar. Çeşitli sebeplerle zayıf düşmüş ağaçlarda zarar yapar. Göknar ormanlarında ağaçkakanların gaga izleri genellikle P. piceae varlığına işaret etmektedir. Ayrıca özsu akıntısı, su sürgünlerinin çokluğu ve soluk renkli ibreler diğer belirtilerdir.

Mücadelesi: P. notatus mücadelesi ile benzerlik gösterir. Silvikültürel müdahale çerçevesinde devrikler bekletilmeden ormandan çıkarılmalıdır. Mekanik mücadele kapsamında nisan ayı boyunca tuzak ağaçları ve tuzak odunlarının tesis edilmesi gerekir. Tuzak ağaçları orman içi açıklıklara 2-3 adet/ha ve orman kenarında her 200 m’de bir grup olarak hazırlanmalıdır. Ağaçlar üzerinde yaralar açılması tuzakların cezbediciliğini artırmaktadır. Tuzak ağaçlarının, haziran ayı sonunda veya temmuz ayı başında pupa oluşmadan önce kabukları soyulmalıdır. Tuzak ağaçlarının 13-56 cm arasındaki çapta ve kabuk kalınlığı 0,8 cm’den fazla olan ağaçlardan seçilmesi uygun görülmektedir.

Pityokteines curvidens (Büyük göknar kabuk böceği)

Zararı: Bu kabuk böceği baskı altında kalmış, fizyolojik olarak zayıflamış, hastalıklı, ökse otu tarafından zarar görmüş yaşlı göknarları tercih eder. Türkiye’de göknar, sedir, karaçam ve kızılçamda tespit edilmiştir. Zarar genellikle daha önceleri Cryphalus piceae (Ratz.) gibi kabuk böceklerinin tasallutuna uğramış olan ağaçların tepe çatılarında görülür. Daha sonra ağaçların gövdelerine geçerler. Düzensiz hava halleri, özellikle kuraklık, Viscum album L. ve diğer böcekler sebebiyle zayıf düşmüş olan göknarlar, bu böceğin tahribatıyla büyük ölçüde değer kaybederler. Aynı zamanda doğal yayılış alanlarının dışında, özellikle uygun olmayan yetişme ortamlarında bulunan göknarlar bu böceğin tasallutu için çok uygun bir ortam oluştururlar. Böyle ortamlarda kitle halinde ürediği takdirde primer zararlı bir hal alarak sağlam ağaçlara da giderler. Böceğin ağaca bulaşması ile ağaçta bazı değişiklikler gözlenir. Özellikle ilk saldırılardan sonra güneşli havalarda göze çarpan ağaçtaki renk solgunluğudur. İlk saldırılarda henüz ağaç sağlıklı görünmesine rağmen gövdelerinde taze özsuyu ve reçinenin damlalar halinde sızıntısı dikkat çeker. Ağacın gövdesinde dikkatli bakıldığında ergin böceğin giriş delikleri ve deliğin dışına öğüntü şeklinde atılan yiyim artıkları görülür. İlkbaharda gövdeden dışarıya özsuyu akışı artar. Zararın ilerlemesiyle özellikle alt dallardan başlayarak ibrelerde kızarmalar görülür. Zararın ilerlemesiyle birlikte kuruma hızlanır ve bütün tepede kuruma meydana gelir. Göknarların tehlikeli bir zararlısı olduğundan ormancılık bakımından önemi çok büyüktür.

Mücadelesi: Ormanda temiz işletmecilik uygulanması bu türle mücadele açısından çok önemlidir. Böceğin uçma zamanı göz önünde bulundurularak, mekanik mücadele kapsamında kalın kabuklu tuzak odunları hazırlanır ve larvalar pupa olmak için diri oduna girmeden önce kabukları bezler üzerinde soyularak dökülen böceklerle birlikte yakılır. Biyoteknik mücadele kapsamında Ipsenol içeren ve mevcut ruhsatlı bulunan dispenserler kullanılarak feromonla mücadelesi yılda iki kez uçma zamanı boyunca yapılır.

 

Pityokteines marketae (Akdeniz göknar kabuk böceği)

Zararı: Endemik bir türümüz olan P. marketae, esas olarak A. cilicica’da zarar yapar. Açmış olduğu ana yol ve larva yolları sebebiyle iletim demetleri kesilir, bitki yeterli suyu ve besini alakalı dokulara iletemediği için önce sararır, sonra kuruyarak ölür. Akdeniz Bölgesi’nde ökse otu (Viscum album ssp. abietis) ile birlikte Toros göknarında önemli zarara yol açar.

Mücadelesi: Başta kuraklık olmak üzere ökse otu zararı ve kabuk böcekleri sebebiyle ormanda kuruyan veya kurumakta olan ağaçlar kesilerek çıkarılmalıdır. Mekanik mücadele kapsamında böceğin uçma zamanından 2 hafta önce hazırlanacak kalın kabuklu tuzak odunları, sahada böcek pupa oluncaya dek tutulur ve kabukları soyularak dökülen böceklerle birlikte imha edilir. Biyoteknik mücadele kapsamında Ipsenol içeren ve mevcut durumda P. curvidens için ruhsatlı bulunan dispenserler kullanılarak feromonla mücadelesi yılda iki kez, uçma zamanı boyunca yapılır. Ancak feromonun türe has olmaması sebebiyle yeterli böcek çekmeme ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Feromon tuzaklarından böceğin uçma zamanının tespitinde yararlanılabilir.



Ladin Ağacı Zararlıları


KABUK-KAMBİYUM-ODUN ZARARLILARI

Dendroctonus micans (Dev ladin kabuk böceği)


Zararı: D. micans sekonder zararlıdır ve genellikle zayıf düşmüş ağaçlara arız olur. Biyotik veya abiyotik sebeplerle direnci düşmüş sahalarda kitle halinde üreyerek fizyolojik zararlı olarak önem taşıyan çok büyük zararlar meydana getirir. Böcek, popülasyonunun yüksek olduğu alanlarda sağlıklı ağaçlara da giderek primer zararlı durumuna da geçerler. D. micans genellikle 40-80 yaşları arasında değişen ladinleri tercih eder ve çoğunlukla kök boğazına, açıktaki kalın köklere ve ağacın toprak sathından 1,5-2 m yüksekliğe kadarki gövde kısımlarında, münferit olarak gövdenin takriben 8 m yüksekliğine, hatta tepe çatısına kadar olan kısımlarında üreme yapar. Bununla beraber 8 cm’ye kadar çaptaki ladinlere de arız olur. Kalın dallar ve kalın dalların gövdeye bitişik olan kısımları da tahribata uğrayabilir. Böcekli ağaçların giriş deliklerinden dökülen reçine ile karışık açık kahverengi öğüntüler ve deliğin etrafında oluşan reçine hunilerinden kolaylıkla anlaşılır. Biyolojisi: D. micans, diğer kabuk böceği türlerinin çoğundan farklı bir hayat döngüsüne sahiptir. Çiftleşme, ergin böcekler ağacı terk etmeden önce kabuk altında gerçekleşir. Dişilerin erkekleri çekmesi gerekmez, bu sebeple ergin toplanma (agregasyon) feromonu yoktur ve tuzak ağacına gelmezler.

Koruma tedbirleri ve mücadelesi: 

  1. Ağaçları yaralamaktan kaçınılmalı, kar, rüzgâr, çığ devriği olan ağaçların kabukları soyularak ormandan zamanında çıkarılmalıdır.

  2. Kesimden sonra ormanda kalan kütüklerin ve bunların açıkta kalan köklerinin kabukları zamanında soyulmalıdır.

  3. D. micans’a karşı yürütülen biyolojik mücadele çalışmalarında bugüne kadar 9,5 milyon adet R. grandis ergini üretilerek böcekli Ladin ağaçlarına verilmiştir. Bu alanlarda mekanik mücadele ile biyolojik mücadele çalışmaları desteklenmelidir.

  4. D. micans’ın ladin ormanlarımızda sebep olduğu yıkımların önüne geçilebilmesi için, zarar durumuna uygun, uzun dönemli mücadele stratejilerinin geliştirilmesi gerekmektedir.

  5. Bu zararlının doğal düşmanları ve böcekçil kuşlar (özellikle ağaçkakan türleri) korunmalıdır.

                                                                      Predatörü Rhizophagus grandis


Ips typographus (Sekiz dişli büyük ladin kabuk böceği)


Zararı: Avrupa ve Türkiye ladin ormanlarında kitle üremesi yaparak önemli ekonomik kayıplara sebep olur. Yurdumuzda doğu ladininde zarar yapmaktadır. Üremek için fizyolojik bakımdan zayıf düşmüş, ölmekte olan veya ölmüş ağaçları, aynı zamanda 70 yaşından fazla olan yaşlı ladinleri tercih eder. Ayrıca kar ve tepe kırmasına, mantar veya Dendroctonus micans (Kug.) tasallutuna ve uzun zaman devam eden kuraklık periyoduna maruz kalmış ağaçlar da böceğin tasallutu için uygun bir ortam oluştururlar. Buna karşılık uygun iklim koşulları, özellikle kurak ve sıcak yazlar gerek böceğin gelişmesi gereksegenerasyon sayısının artması ve aynı zamanda kitle üremesinin oluşması için çok uygundur. Bu özellikleri sebebiyle ormancılık bakımından çok büyük önem taşır. Dünya’da en tehlikeli kabuk böceği türü olarak kabul edilmektedir.

Mücadelesi: 

  1. Günümüzde zararlı ile mekanik yolla (tuzak ağaç veya tuzak odun) ve biyoteknik yöntemlerle (feromon tuzaklarıyla) mücadele edilmektedir. Tepe tacında renk değişikliği meydana gelen tuzak ağacı durumundaki ağaçlar, uçma zamanından önce kesilmeli ve kabukları soyularak imha edilmelidir.

  2. Ormanda temiz bir işletme uygulanmalı ve uçma zamanından önce tuzak odunları hazırlanmalıdır.

  3. Zararlı için tespit edilen ipsdienol, verbenol, cis-Verbenol ve methylbutenol bileşikleri ile üretilen feromon preparatları kullanılarak biyoteknik mücadele yapılmalıdır.

  4. Biyolojik mücadele amacıyla avcı türlerden Rhizophagus depressus, R. dispar ve Thanasimus formicarius’un laboratuvarda üretilerek ormanlara salınması çalışmaları yaygınlaştırılarak devam edilmelidir.

ÖZ SUYU EMEN ZARARLILAR

Pineus orientalis (Ladin sürgün gal biti)


Zararı: Ülkemizde primer konukçusu olan ladin ve sekonder konukçusu olan sarıçamda zarar yapmaktadır. Türkiye’deki en zararlı afit türüdür. Ladin sürgünlerinde gal oluşumuna sebep olur. Zamanla kuruyan galler ladinlerin mayıs sürgünlerini kaybederler. Ladin gençliklerindeki zararı daha fazladır. Artım kaybı ve özellikle deformasyonlara sebep olur.

Mücadelesi: Sistemik insektisitlerle kimyasal mücadele yapılır.





Diğer Zararlı Türler

Dryocosmus kuriphilus (Kestane gal arısı) (TOMURCUK ve SÜRGÜN ZARARLILARI)


Zararı: Oluşan galler tek renkli ya da çok renkli, 5-20 mm çapında, yeşil ya da gül pembesi renginde olabilir. Galler genç sürgünlerde, yaprak petiollerinde ya da yaprakların orta damarında gelişir, erginlerin çıkışından sonra, kurur ve odunumsu bir hal alır. Kuruyan galler iki yıldan fazla ağaç üzerinde asılı olarak kalabilir. Galler bitki parçalarında ya da bitkilerde görünebilirken, tomurcukların içinde bulunan gal arısının yumurta ve ilk dönem larvaları gözle görülemez. Kestane gal arısı popülasyon büyüklüğü fazla olduğunda gal sayısı da fazla olmakta ve dolayısıyla yaprak, çiçek ve meyve sayısında düşüşe sebep olmaktadır. Böylelikle ağacın büyümesi ve dal kanseri gibi hastalıklara dayanıklılığını da olumsuz yönde etkiler.

Mücadelesi: Ticari olmayan küçük kestane bahçelerinde, bu zararlıyla bir mücadele yöntemi olarak bulaşık sürgünlerin budanması ve budanan dalların imha edilmesi yoluyla uzaklaştırılması tavsiye edilir. Fakat ticari yetiştiriciler maliyetinden dolayı bu yöntemi tercih etmemektedir. Kestane gal arısıyla mücadelede pestisitlerin kullanılması ve dayanıklı çeşitlerin seleksiyonu yönündeki çalışmalara rağmen, en etkili yol, doğal düşmanı olan Torymus sinensis’in kullanıldığı biyolojik mücadele yöntemidir. İtalya’dan ithal edilen Torymus sinensis 50 erkek 100 dişi şeklinde bir koloni halinde araziye galler sertleşmeden Nisan ayı içerisinde bırakılır. Ülkemizde Yalova’da kurulan laboratuvarda üretilmeye başlanmıştır.

C:\Users\veyse\AppData\Local\Microsoft\Windows\INetCache\Content.Word\kestane.jpg

                                                               Kestane dal kanseri predatörü


Leptocybe invasa - Ophelimus maskelli  (Okaliptüs gal arıları)


Zararı: L. invasa ağaçların yan ve tepe çatısında bulunan taze yaprakların orta damarı, yaprak sapı ve sürgünlerinde gal oluşumuna sebep olur. Tepe çatısı normalde konik olan ağaçlar, bu etki sonucunda, yayvan tepe yapısına dönüşür ve çalılaşır. Genellikle fidan ve genç okaliptüslerde bütün yapraklara arız olmasına karşın, boylu ağaçlarda daha çok alt dallarda bulunan yapraklara saldırırlar. Böceğin tekrar eden saldırıları yaprakların erken dökülmesine sebep olurlar.

Mücadelesi: Akdeniz ve Ege Bölgeleri dışına gönderilecek okaliptüs fidanları için hukuki çerçeve kapsamında karantina uygulanmalıdır. Bunun dışında gal arılarına karşı, kimyasal, mekanik ve kültürel mücadele uygulanabilir. Genç okaliptüs plantasyonlarda ve okaliptüs fidanı yetiştiren fidanlıklarda zararlıya karşı insektisitler uygulanabilir. Özellikle henüz okaliptüs gal arısının görülmediği bölgelere transfer olacak fidanlar, mutlak surette insektisitler (mesela: imidacloprid etken maddesi) uygulandıktan sonra transferine izin verilmelidir. Kültürel mücadelesinde, dayanıklı okaliptüs klonları fidanlıklarda üretilerek yaygınlaştırılır. Mekanik mücadelede ise L. invasa konukçu bitkinin tepe ve yan dallarının sürgün ucunda bulunan taze yaprak, orta damar, yaprak sapı ve kalınlığı 2,5 cm’yi geçmeyen sürgünler üzerinde meydana getirdikleri galler bir bağ makası yardımıyla kesildikten sonra yakılarak imha edilmelidir



Malacosoma neustria (Yüzük kelebeği) (YAPRAK ZARARLILARI)


Zararı: Polifag bir zararlı olup tercih ettiği bitkiler arasında meşe, gürgen, söğüt, kavak, fındık gibi orman ağaçlarıyla çeşitli meyve ağaçları bulunur. Tırtılları önce ağaçların tomurcuklarını, daha sonra da yapraklarını yiyerek zararlı olurlar. Zararlının tırtıl miktarının çok yoğun olduğu zamanlarda ağaçları tamamen yapraksız hale getirdiği, tırtıl döneminin tamamlanmasından sonra ise ağaçların tekrar yapraklandığı, ancak bu durumun meyve ağaçlarının zayıflamasına ve önemli ölçüde ürün kaybına sebep olduğu, ayrıca orman ağaçlarında artım kaybına sebep olduğu, meyve oluşumunu ve kalitesini bozduğu bildirilmektedir.

Mücadelesi: 

  1. Mekanik mücadele: Kışın ince dalcıklar üzerinde bulunan yumurta kümelerinin, ilkbaharda ise ilk dönemlerdeki larva kümelerinin bulunduğu dalcıklarla birlikte kesilerek orman dışına çıkarılması gerekir. Dalların kesilememesi durumunda yumurta kümeleri sert bir fırça ile kazınabilir.

  2. Biyolojik mücadele: Bu zararlı türün ülkemizde çok sayıda parazit ve avcısı tespit edilmiş olup çoğu kez doğal düşmanları popülasyonu baskı altına alabilmektedir. Doğal düşmanların korunması için zorunlu olmadıkça kimyasal kullanılmamalıdır. Mutlaka mücadele yapmak gerekirse bakteri içerikli Bacillus thuringiensis gibi biyopreparatların kullanılmasına öncelik verilmelidir.

  3. Kimyasal mücadele: İlkbaharda larvaların yumurtadan çıkışları tamamlandıktan sonra (mayıs ayı içinde) yapılması gerekir. Meyve ağaçlarında zararlı ile mücadelede ruhsatlı malathion etken maddeli insektisit kullanılmaktadır.




Euproctis chrysorrhoea (Altın kelebek) (YAPRAK ZARARLILARI)


Zararı: Altın kelebek, birçok orman ve meyve ağaçları ile süs bitkilerinde zararlı polifag bir türdür. Tırtılların en fazla tercih ettiği konukçular gül, alıç, armut, meşe ve meyve ağaçlarıdır. Ancak daha çok armut ve meşeyi tercih eder. Altın kelebeğin olgun larvaları nisan-haziran (ilkbahar) ve genç larvaları ağustos-ekim (sonbahar) dönemlerinde olmak üzere iki devrede zarar yapar. Larvalar bitkilerin yapraklarını yemek suretiyle zarar yaparlar. Yaprakların yalnız alt epidermisi ve damarları kalacak şekilde üst epidermisleriyle beslenir. Asıl zararları ilkbaharda gözlerin uyanmasıyla başlar, bu devrede tomurcuklara ve ağaçların uç dallarında yeni çıkan yaprakçıklara saldırır, daha sonra bütün ağaca dağılarak yaprakları yerler. Salgın yıllarında ağaçları tamamen yapraksız bırakırlar. Beslenmeleri sonucu ağaçlarda artım kaybı ve gelişme geriliğine sebep olurlar.

Mücadelesi: 

  1. Park, bahçe ve yol kenarlarında bulunan küçük ağaç ve ağaççıklar üzerindeki kışlık keseleri en geç mart ayına kadar dal makaslarıyla kesilerek toplanıp imha edilir. Kışın ılık günlerinde tırtılların yuvadan çıkma olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır.

  2. Yumurtalar ile ilkbaharda gövde ve dallar üzerinde görülen tırtıllar imha edilir.

  3. İlk larva dönemlerinde bakteri kökenli (Bacillus thuringiensis) preparatları etkilidir.

  4. Kimyasal mücadelede diflubenzuron ve malathion etkili maddeli ruhsatlı insektisitler bu zararlının popülasyonlarını azaltmak için kullanılır.

  5. Altın kelebek salgın yapma özelliğinin yanı sıra çok sayıda asalak ve avcı türlerin hücumuna uğramaktadır. Bu sebeple, popülâsyonunda ani artış ve azalışlar görülür. Bazı yıllar yararlıları tarafından tamamen baskı altına alınabildiğinden, özellikle geniş çaptaki ilaçlamalardan kaçınılmalı, ilaçlama yapmak gerekiyorsa, öncelikle bakteri kökenli biyopreparatlar (mesela: B. thuringiensis) kullanılmalıdır.

  6. Bu zararlının mücadelesinde mecbur kalmadıkça kimyasal mücadele yapılmamalıdır. Diğer mücadele metotları uygulandığında, kimyasal mücadele gerekli olmayabilir.

  7. İlaçlama zamanı; İlkbaharda, iklim koşullarına bağlı olarak nisan ortalarına doğru, larvalar kışlık yuvalarını tamamen terk ettikleri dönemde ilaçlama yapılmalı, zararın ilerlemesine fırsat verilmemelidir. Genellikle bir uygulama yeterlidir.



Cydalima perspectalis (Şimşir güvesi) (YAPRAK ZARARLILARI)


Zararı: Hemen hemen bütün yaprakları ve sürgünleri yiyen tırtılların tekrarlanan saldırıları ve meydana gelen ağır hasarlar sebebiyle yapraklar tamamen dökülür. Bu durum gövdedeki kabuk kısmının tırtıllar tarafından kemirilmesine ve bitkinin tamamen kurumasına yol açar. Yaprakların tamamen dökülmesi de ağaçların ölümüne sebep olur. Dallar üzerinde ‘S’ şeklinde durması ile tırtıllar kolaylıkla fark edilir.

Mücadelesi: Larvalarına karşı kimyasal mücadele uygulaması yapılmalıdır. Cypermethrin, deltamethrin etkili maddelerin larvalara karşı etkili olduğu belirlenmiştir. Diğer bir yöntem olarak mart-nisan aylarından itibaren ekim ayı sonuna kadar feromon tuzaklarla biyoteknik mücadelesi yapılır. Ülkemizde henüz ruhsatlı feromon olmamakla birlikte bazı ülkelerde kullanılan feromonu mevcuttur.

Pityogenes bistridentatus (İnce dal kabuk böceği)


Zararı: Ülkemizde karaçam, sahil çamı, kızılçam, sedir ve ladinde zarar yapar. Sekonder bir zararlı olup; üremek için hastalıklı ağaçların dallarını ve kesilen ağaçların tepe kısımlarını tercih ederler. Fakat bu kabuk böceği, kültür ve sırıklık çağındaki sağlıklı ağaçlara da arız olarak ölümlerine sebep olur. Bu sebeple ormancılık bakımından önemli kabuk böceklerindendir.

Mücadelesi: Uçma zamanında tuzak odunları ile mekanik mücadele yapılır.


Kök Zararlısı Olanlar


Gryllotalpa gryllotalpa (Danaburnu)


Zararı: Bostankesen, Buzağı dişi gibi değişik isimlerle anılan bu tür besin bulmak için açtıkları toprak altı galerilerinde rastladıkları bitki köklerini ve yumrularını yiyerek tahrip ettikleri gibi, genç fidanların gövdelerini kemirerek de zararlı olurlar. Özellikle yeni dikilmiş veya yeni çimlenmiş sebze fidelerinin köklerini keserek kurumalarına sebep olurlar. Bu polifag zararlı çeşitli süs bitkileri ve çimlerin köklerini keserler. Gündüzleri kazıcı yapıdaki ön bacakları ile açtıkları galerilerde yaşarlar. Galerisi toprağın 10-20 cm derinliğindedir. Bazen toprak yüzüne de çıkarlar. Genel olarak çok kumlu-killi, humuslu ve hafif toprakları severler. Zararı, ilkbaharda havaların ısınmasıyla başlar ve temmuz sonuna kadar devam eder.

Mücadelesi: 

  1. Toprağın zamanında ve iyi şekilde işlenmesiyle, zararlının toprak altında bulunan yaşam ortamı bozularak açığa çıkan yumurta, nimf ve erginlerinin sıcak ve doğal düşmanlar tarafından imhası sağlanmış olmaktadır.

  2. Fidanlıklarda bol su salmak suretiyle göllenme meydana getirilirse birçoğu boğularak ölür.

  3. Kışı sıcak yerde geçirmeyi severler. Zararlının, gübreli ve sıcak toprakları sevmesinden hareketle, fidanlıklar ve yeni dikim yapılmış sahaların uygun yerlerine yaz sonuna doğru yanmamış çiftlik gübresi kümeleri bırakılarak ilkbaharda burada toplanan nimf ve erginlerin öldürülmesi popülasyonu azaltma bakımından oldukça yararlıdır.

  4. Erginler yaz geceleri ışığa gelirler. Bunlar toplanarak yok edilir.

  5. Bazı kuş ve kümes hayvanları, danaburnunun nimf ve erginlerinin doğal düşmanlarıdır. Ancak zararlının geceleri faaliyet göstermesi ve toprak altında bulunması doğal düşmanların etkinliğini azaltmaktadır.

  6. Fidanlıklarda fidan yastıkları arasına, ortalama 1 m aralıkla konserve kutuları veya saksılar yerleştirilerek, ağızları hizasına kadar toprağa gömüldükten sonra 4-5 cm yüksekliğindeki çıtalarla, danaburunlarının altından geçemeyeceği şeklinde birbirine bağlanır. Geceleri dışarıya çıkan ve tahta çıtaları sıçramak veya tırmanmak suretiyle aşamadıklarında bunların kenarlarında yürüyerek saksıların içine düşen danaburunları toplanarak öldürülür.

  7. Kimyasal mücadelede ilaçlama zamanının doğru olarak tespit edilmesi gerekir. Çeşitli kültür bitkilerinde ayrım yapmadan beslenmeleri, üreme ve canlı kalma güçlerinin yüksek olması sebebiyle yoğunluğa bakılmaksızın mücadeleye geçilmelidir. Bir yerde bulunup bulunmadıkları yenik bitkiler, galeri sayıları, nemli toprakların 1 cm altındaki yüzeysel kazı izlerinin incelenmesi ile anlaşılır.

  8. Danaburunlarına karşı, genellikle zehirli yemler kullanılır.

Melolontha melolontha (Mayıs böceği)


Zararı: İğne yapraklı türlerde, özellikle göknar, ladin, sedir ve çam türlerinde; geniş yapraklı türlerde, meşe, kayın, kavak, akçaağaç, huş, gürgen, kestane vb. gibi türlerde zarar yapar. Erginleri yaprakları yiyerek zarar yapar. Larvaların zararı erginlere oranla çok daha büyüktür. Fidanlık ve kültür zararlısıdır. Larvalar bitkilerin köklerini yiyerek onları kurutur. Erginleri bitkilerin, özellikle çam ibrelerini kemirir. Ağaçlandırma alanları için çok tehlikelidir.

Mücadelesi: Erginler görüldükleri zaman toplanıp öldürülmelidir. Fidanlıklarda toprak işlenmesi sırasında, larvaları toplayıp öldürmek, yoğunluğun düşmesi bakımından önemlidir. Fidanlıklarda araya tuzak bitkiler dikmek suretiyle, burada toplanan larvaların yok edilmesi gibi işlemlerin yapılması tavsiye edilebilir. Ayrıca zararlının toprak yüzüne en yakın olduğu ilkbahar veya erken sonbaharda, eylül başından ekim ayına kadar Chlorpyrifos ve Chlorpyrifos-ethyl etken maddeli insektisitler kullanılabilir. Kimyasal mücadele, sonbahar yağmurlarından sonra, hava sıcaklığı henüz uygun durumdayken ve larvalar toprak yüzeyine yakınken yapılmalıdır. Toprak bu aylarda ilacın karıştırılması için uygun vaziyettedir. İlaçlar süzgeçli kova veya pülverizatörle atıldıktan sonra toprağın işlenerek ilacın 20 cm derinliğe kadar karıştırılması gereklidir. İlaçlanan yerde 1-2 yıl süreyle tekrar mücadeleye gerek kalmaz.

Polyphylla fullo (Haziran böceği)


Zararı: Polifag bir tür olan haziran böceği, başta çam türleri ve kavak olmak üzere ülkemizde birçok orman ağacında zararlıdır. Fidanlıklarda, ekim ve dikim alanlarında, meyve ve sebze bahçelerinde çok önemli zararlar yaparlar. Erginleri ağaçların yapraklarını yerler. İbrelerin ekseriya damarlarına dokunmadığından, zarar gören çam ibreleri saçaklanmış şekilde görülür. Larvaları bitki köklerinde zarar yapar. Haziran böceği larvaları büyük olduğundan zararı da o oranda fazla olur. Başparmak kalınlığına kadar varan kökleri kesebilir. Sayıları az dahi olsa, gıda ihtiyaçları fazla olduğundan varlıklarını derhal hissettirirler.

Mücadelesi: Mayıs böceği ile aynıdır. Bu türün fidanlıklarda zararı söz konusu ise erginlerinin mekanik olarak toplanması etkili bir çözümdür. Orman fidanlığının meyve bahçeleri arasında olması sorunun devamlılığı açısından sıkıntı yaratmaktadır.

Hastalıklar

Phytophthora spp. (Phytophthora kök çürüklüğü)


Konukçuları: Nemli ortamları seven Phytophthora türleri, ziraat ve orman alanlarında, otsu bitkilerden odunsu bitkilere, fidanlıktan arazi şartlarında özellikle drenaj fazlası topraklarda yetişen birçok konukçuda ciddi kayıplara yol açmaktadır. Phytophthora kök çürüklüğü yaygın olarak; Rhododendron, şimşir, defne, kızılcık, meşe türleri, göknar, kamelya, çam ve melez türlerinde görülmektedir.

Hastalık belirtileri: Fidanlıklarda görülen en önemli belirti, fidan yastıklarının belli kısımlarında gruplar halinde fidan ölümlerdir. Bu fidanlar sökülüp kökleri incelendiğinde, kılcal kök miktarının azaldığı dikkat çekmektedir. Orman ağaçlarında ise, köklerin ileri düzeyde enfekte olması ile birlikte yeşil aksamda solgunluk, geriye doğru ölüm sıklıkla rastlanan belirtiler arasında olmakla beraber, birçok durumda belirtiler etkisini ağaç ölene dek üzerinde taşır. Hastalık şiddeti, bitki türlerinin duyarlılığına ve Phytophthora türlerinin hastalık oluşturmadaki gücüne bağlı olarak değişim göstermektedir. Hastalığın kronik formu genellikle yavaş ilerlemektedir. Tepe çatısında zamanla zayıflama, yapraklarda renk açılmaları görülmektedir ve bunu sıklıkla ağacın ölümü takip etmektedir. Kök çürüklüğüne sebep olan Phytophthora türleri nem şartları uygun olduğu sürece toprakta uzun yıllar canlılığını sürdürebilmektedir. Phytophthora türleri, sulama suyu, yağmur suları ve kaynak suyu ile yayılabildiği gibi, enfekteli toprak ya da alet ve ekipmanlarla da yayılabilmektedir.

Mücadelesi: Phytophthora kök çürüklüğü ile mücadelede en önemli unsur su rejiminin düzenlenmesidir. Özellikle fidanlıklarda toprak ve su drenaj sistemlerinin iyi kurulması gerekmektedir. Her ne kadar orman alanlarında Phytophthora spp. tarafından sebep olunan hastalıkların mücadelesi fidanlık şartlarında yapılanlara kıyasla zorsa da, phosphite dünyanın bir çok ülkesinde hastalık sebebiyle yaşanan kayıpların yoğun olduğu alanlarda, gerek havadan gerekse ağaca enjeksiyon şeklinde uygulanmaktadır. Eğer ağaca enjeksiyon şeklinde verilecekse, hektarda belirli miktardaki ağaç üzerinde bu uygulama gerçekleştirilmelidir. Ayrıca fosforoz asit (400 ml/100 litre suya dozda) uygulanabilir. Ağaçlar tamamen kurumuş ise dipten kesilebilir ve fungusit uygulanabilir.



         



Dothistroma septosporum (Dothistroma ibre yanıklığı)


Konukçuları: Çam, ladin, göknar

Hastalık belirtileri: İbrelerin genellikle dip kısımları yeşil, uçları turuncumsu-kırmızı ve kahverengi, üzerinde koyu kırmızı bantlar görülmektedir. İbre üzerindeki üreme organları (apotesya) küçük ve yuvarlak (<0,5 mm), siyah, genellikle bantlar üzerinde dağınık bir şekilde dizilmiş olup, olgunlaştıklarında elle dokunulduğunda hissedilebilir. Sürgünlerde son yıla ait ibreler yeşildir. Belirtiler esas olarak bir önceki yıla ait ibrelerde görülür, daha yaşlı ibrelerin bulunması halinde onlarda da rastlamak mümkündür. Enfeksiyon ağaçlarda alt dallardan başlamaktadır.

Mücadelesi: Hastalığın bulunduğu alanlarda, kurumuş ve kurumaya yüz tutmuş fertlerin meşcereden uzaklaştırılması ve yakılarak imhası, ferahlama kesimleri ile hava sirkülasyonunun arttırılması, silvikültürel müdahalelerin sıkı takiplerinin sağlanarak, gerektiğinde aralama kesimlerinin gerçekleştirilmesi tavsiye edilmektedir. Bazı ülkelerde orman alanlarında ve fidanlıklarda bakır içerikli preparatların kullanılmasının, hastalığın gidişatı üzerinde olumlu etki oluşturduğu belirlenmiştir.


Diplodia sapinea (Diplodia sürgün yanıklığı)


Konukçu türleri: D. sapinea, dünyanın hemen hemen her ülkesinde, özellikle egzotik türlerde tespit edilmiş bir fungal türdür. Fungusun sebep olduğu sürgün yanıklığı belirtisine çam ve diğer koniferler dâhil olmak üzere, özellikle ılıman ve tropik iklim kuşaklarında 100’ü aşkın ağaç türünde rastlamak mümkündür. Pinaceae familyasına giren 33’den fazla çam türünde zarar yaptığı saptanan fungal etmen özellikle kızılçam ve karaçamda, bunun yanı sıra Thuja, Cupressus ve Pseudotsuga menziesii gibi diğer bazı koniferlerde de tespit edilmiştir.

Hastalık belirtileri: D. sapinea tarafından meydana gelen sürgün yanıklığı, tepe solgunluğu, kanserler ve diri odunda renklenme gibi belirtilerle birçok ülkede hem yerli hem egzotik konifer türlerinde ciddi zarara sebep olmaktadır. Sürgünlerin enfekte olduğu yıl içindeki ikinci vejetasyon döneminde, ibreleri taşıyan sürgünler sararmakta ve kuruyarak ölmektedir. r. Reçine damlalarının görülmesi hastalığın ilk sinyalidir. Sürgünde oluşan zararlar özellikle yeni gelişmekte olan genç fertlerde gelişme geriliği ve gövde formunda bozukluğuna sebep olurken, olgun bireylerde de artım kaybına ve kullanım alanlarına göre odun kalitesinde azalmalara yol açmaktadır.

Mücadelesi: Sürgün yanıklığının görüldüğü dallar budanarak, alandan uzaklaştırılmalı, kullanılan alet ve ekipmanlar her yeni ağaca geçilirken mutlaka dezenfekte edilmelidir. Hastalığın bulunduğu alanlarda, kurumuş ve kurumaya yüz tutmuş fertlerin meşcereden uzaklaştırılması ve yakılarak imhası, ferahlama kesimleri ile hava sirkülasyonunun arttırılması, silvikültürel müdahalelerin sıkı takiplerinin sağlanarak, gerektiğinde aralama kesimlerinin gerçekleştirilmesi tavsiye edilmektedir.




Cryphonectria parasitica (Kestane dal kanseri)


Konukçuları: Castanea sativa, Quercus spp.

Hastalık belirtileri: Patojen, gövdede kanserler, geriye doğru ölüm ve kestanelerin yeşil aksamında ölümlere sebep olmaktadır. Önceleri kabukta bir esmerleşme, daha sonra çatlamalar meydana gelir. Yapraklar solar, dallar kanserli bir görünüş kazanır. Kurak havalarda hastalıklı sürgün ve dallarda kızarma, nemli havalarda ise ödemler, şişkinlikler dikkati çeker. Kabuk altında, kabukla odun arasında beyaz renkli miselyum tipik özelliktir. C. parasitica eşeyli (perithecium) ve eşeysiz (pycnidia) üreme yapılarını aynı dokuda oluşturur. Kanserli doku üzerinde pycnidia her mevsim görülürken, perithecia sadece kış mevsiminde görülür. Her zaman kanserli dokuda C. parasitica aktif halde bulunmaktadır. Pycnidia önce silik noktalar halinde görülürken olgunlaştıkça birer sivilce görünümünü alır. Eşeyli sporlar rüzgârla, eşeysiz sporlar yağmur sıçratması, böcek veya kuşlar aracılığı ile yayılır.

Mücadelesi: 

  1. Hastalıklı dallar ve kuruyan ağaçlar kesilmeli ve alandan uzaklaştırılmalıdır. Her budama ve kesimden sonra kullanılan alet ve ekipmanlar sodyum hipoklorit (çamaşır suyu) ile temizlenmelidir.

  2. Kanserli dokulara hipovirülent (hastalık oluşturma yeteneği düşük) C. parasitica ırkın aşısının üretilerek verilmesi suretiyle gerçekleştirilen biyolojik mücadele çalışmaları, birçok Avrupa ülkesinde ve ülkemizde başarılı bir yöntem olarak hayata geçirilmiştir.

  3. Bu hastalık etmeni iç ve dış karantina listesinde yer almaktadır. Bu sebeple karantina tedbirlerine titizlikle uyulmalı ve hastalıklı bitki ve üretim materyalleri hastalıktan ari yerlere taşınmamalıdır.

  4. Tamamen kuruyan ağaçlar kök boğazından, hastalıklı dallar ya da ana gövde hastalıklı kısmın 25 cm altından kesilerek yakılmalıdır.

  5. Kesilen yerlere hastalık etmeninin girişini engellemek için “3 kısım ardıç katranı + 1 kısım göztaşı” sürülmelidir.

  6. Aşı kalemleri hastalığın problem olmadığı yerlerden alınmalıdır. Yara oluşumunu en aza indirecek hasat yöntemi seçilmelidir.



Cylindrocladium buxicola (Şimşir yanıklığı)


Konukçuları: Buxus spp.

Hastalık Belirtileri: Hastalığın en önemli belirtisi şiddetli yaprak dökümüdür. Hastalığın ilk belirtileri yapraklarda görülen açık ya da koyu kahverengi lekelerdir. Daha sonra bu lekeler genişleyerek, iç içe daireler şeklinde konsantrik bir görünüm alır. Hastalıklı yapraklar bir süre sonra tümüyle kahverengi ya da saman rengine dönüşür ve dökülür. Hastalığın diğer bir tipik belirtisi de ana gövdede ve dallarda, kahverengi ya da siyah renkli, boyuna çizgi şeklindeki kanser oluşumlarıdır. Hastalıktan etkilenen yapraklar, hastalık etmeninin gelişimi için uygun olan nemli ve ılık hava şartlarında bir hafta gibi kısa bir sürede dökülür.

Mücadelesi: Orman alanlarında, fidanlık, park ve bahçelerde hastalık belirtileri görüldüğü an yetkililere bildirilmesi gerekmektedir. Orman ve fidanlıklarda hastalıklı bitki ile temastan sonra kıyafetler, ayakkabılar ve kullanılan alet ve ekipmanlar başka alanlara geçmeden temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Fidanlar derhal imha edilmelidir. Fidanlık, park ve bahçelerde koruyucu fungisit uygulamaları yapılabilir. Chlorthalonil kullanımının fidanlık şartlarında başarılı olduğu bildirilmektedir. İlaçlama yapılan fidanlarda hastalığın tamamen ortadan kalkmadığı unutulmamalı ve riskli bölgelerden kesinlikle plantasyon sahalarına ve diğer fidanlıklara transfer yapılmamalıdır.


Ploioderma cedri (Sedir ibre yanıklığı)


Konukçuları: Cedrus libani.

Hastalık belirtileri: Ülkemizde Toros sediri üzerinde sıklıkla rastlanan bir ibre hastalığıdır. Belirtiler ağacın alt dallarından başlayarak, üst aksamına ilerler. İbrelerin üzerinde sarı, kahverengi bantlar tipiktir. İlkbahar sonlarına doğru, ibrelerin rengi normale göre açılmakta ve zamanla uç kısımlardan başlayarak ibreler ölmektedir. Hastalığa yakalanan ibrelerin bu ölü kısımlarında ince ve enine siyah çizgiler halinde eşeyli üreme yapıları (apothecia) oluşur. Bu üreme yapıları sedir ibre yanıklığı hastalığının teşhisinde karakteristiktir. İbreler yaz sonuna doğru dökülmeye başlamaktadır. Hastalık ibrelerin etkilenmesi neticesinde ağaçta yıldan yıla gelişen artım kaybına sebep olmaktadır.

Mücadelesi: Ormanlık alanlarda, enfekteli dallar kesilip alandan uzaklaştırılmalı, ağaçların etrafında bulunan diri örtü gelişimi kontrol edilerek, hava sirkülasyonunun arttırılması şeklinde silvikültürel müdahalelere ihtiyaç duyulur.


Ophiostoma ulmi sensu lato (Karaağaç ölümü hastalığı)


Konukçuları: Ulmus alata, U. americana, U. glabra, U. minor, U. rubra gibi birçok karaağaç türünde zarar meydana getirmektedir.

Hastalık belirtileri: Hastalık bir iletim demeti hastalığıdır. İlk belirtiler, ağacın bazı dallarında veya tümünde yaprakların aniden veya yavaş yavaş solmasıdır. Solan yapraklar kıvrılır, sararır, esmerleşir ve erkenden dökülürler. Hastalığa ait tipik belirtilere, kabuk kaldırıldığında ve etkilenen dallardan teğet kesit alındığında rastlanır. Kabuk altında fungusun iletim demetinde ilerlediğine işaret eden boyuna çizgiler, teğet kesitte kesikli veya sürekli kahverengi çizgiler halinde görülür. Etkilenen dallarda geriye doğru ölüm belirtisi oluşur. Karaağaç ölümü, böcek ve fungus birlikteliğinin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Hastalıktan genelde fungus sorumludur ancak fungusun bir ağaçtan diğerine yayılmasında karaağaç kabuk böceklerinin (Scolytus scolytus ile S. multistriatus) önemi çok büyüktür.

Mücadelesi: Hastalığa karşı dayanıklı klonların seçilmesi en etkili mücadele yöntemlerinden biridir. Hastalıklı alanlarda zayıf düşmüş ya da ölmüş ağaçlar uzaklaştırılmalı ve yok edilmelidir. Eğer hastalık, dalları etkilemişse bu dallar kesilip imha edilmelidir. Ayrıca böceklerin uçuş zamanları dikkate alınarak vektör böceklerle de mücadele yapılmaktadır. Değerli karaağaçlar, ağacın iletim sistemine uygulanan sistemik fungusitler yardımıyla ferdi olarak kurtarılabilmektedir. Ancak bu tedavi maliyetlidir.

C:\Users\veyse\AppData\Local\Microsoft\Windows\INetCache\Content.Word\cxzcxzcz.jpg


Fare Zararları


• Fareler en büyük zararı fidanlıklarda yapar. Ayrıca kültür sahalarında da önemli zararları görülür.

• Ekonomik yönden zarara ve iş gücü harcamasına sebep olur. • Ağaçlandırma sahalarında, tarlalara yakın alanlarda görünen fare zararı büyük boyutlara ulaşır.

• 4-10 yaşlarındaki çam ve sedir fidanlarının köklerini ve gövdelerini kemiren tarla fareleri fidanların kurumasına sebep olur. Fareler, ağaçlandırma sahalarında otlanma sebebiyle avcılardan saklanır.

• Fareler tohumları çıkarır ve yerler. Genellikle ekim yastıklarını alttan kazarak zarar verirler.

• Bitkilerin yeşil kısımlarında, tohum ve meyvelerinde zararlıdırlar. Ormanlarda fidanların kök boğazlarını, gövdelerini yemek, kemirmek ve kesmek suretiyle zarar yaparlar.

• Fare türleri genellikle çok obur olup birçok bitki türü ile beslenirler. Orman bitkilerinin dışında bütün tarla, bahçe ve çayır mera bitkileri konukçularıdır.

• Fareler genellikle 4-6 giriş deliği bulunan 10-70 cm derinliğindeki toprak altı galerilerinde yaşarlar. Gece ve gündüz aktiftirler. Ancak özellikle geceleri daha faaldirler.

• Arazide fare sayısının çok olması yüzünden tensil sahalarında ekilen tohumlar zarara uğrar.

• Bazı fareler kozalakların etli kısımlarını yiyerek tohum kaybına sebep olurlar.

• Fareler ağacın taban kısmında yuva yapma ve tünel kazma eğilimindedir. Şayet kış karlı ve güç geçiyorsa fareler toprak seviyesinde kabuğu çiğneyebilmektedir.

Farelere karşı koruma tedbirleri ve mücadele 

• Fidanlıklar ormanda kurulmalıdır. • Tohum ekimleri ilkbahar aylarında yapılmalıdır.

• Tohumların üstü kurşun oksitle boyanmalıdır.

• Tohumlar %1-2 oranındaki Calgon asitine daldırılmalıdır.

• Fidanlıklarda ekim yastıkları kışın kuru yaprak, yosun ve dallarla örtülmemelidir.

• Farelerin fazla olduğu yerlerde, yuva yapmalarına engel olmak için, kesim artıkları uzaklaştırılmalıdır.

• Kayın gençliklerinin kurulacağı alanlara taze gürgen veya yumuşak ağaç dalcıkları bırakılarak, farelerin kayın gençliklerinden uzak durmaları sağlanır.

• En iyi mücadele yöntemleri; tuzaklar, kapanlar kullanmak veya ekimden birkaç hafta önce zehirli yemler koymaktır. Kapanlara elma, sebze, vs. yerleştirilip geçiş yolları üzerine veya deliklerin ağzına konur. Başlıca zehirler çinko bileşikleri veya striknindir. Fidanlık arazisine zehirli yemler 30 m ara ile kemiricilerin en çok yoğunlaştığı yastıkların civarına gelecek şekilde konulmalıdır.

• Farelere karşı alınabilecek en etkili tedbirlerden biri, sürümle fare galerilerini bozarak uzaklaşmalarını sağlamaktır. Fakat bu yapılırken sıra aralarını sürüp farelerin sadece dikim sıraları altında galeri açmalarına ve bu şekilde zararı artırmalarına sebep olunmamalıdır.

• Repikaj sahalarında, su ile göllendirme yapılmak suretiyle de farelerle mücadele edilebilir.

• Farelerle mücadeleye her mevsim devam edilmelidir. Ancak en etkili mücadele ilkbahar başlangıcındadır. Zira fareler kıştan çıktıklarından zayıf düşmüş vaziyettedirler. Yaz aylarında çok dağılmış olduklarından mücadelesi zordur. Sonbaharda bir araya toplanırlar.

Biyolojik Mücadelede Kullanılan Organizmalar (Predatörler)

Calosoma sycophanta


C. sycophanta, avcı bir böcektir. Bu tür; Calliteara pudibunda (L.) (Lep., Erebidae) (Kızıl kuyruklu kayın tırtılı), Euproctis chrysorrhoea (L.) (Lep., Erebidae) (Altın kelebek), Hyphantria cunea (Drury) (Lep., Erebidae) (Amerikan beyaz kelebeği), Lymantria dispar (L.) (Lep., Erebidae) (Sünger örücüsü), Panolis flammea (Denis & Schiff.) (Lep., Noctuidae ), Thaumetopoea pityocampa (Denis & Schiff.) ve Thaumetopoea wilkinsoni Tams (Lep., Notodontidae ) (Çam kese böceği), Thaumetopoea soliteria (Sedir kese böceği), Malacosoma neustria (L.) (Lep., Lasiocampidae) (Yüzük kelebeği), Tortrix viridana (L.) (Lep., Tortricidae) (Yeşil meşe bükücüsü) türlerinin avcısı olarak tespit edilmiştir.

Başta çam kese böceği ve sünger örücüsü olmak üzere birçok böceğin larva ve erginlerini parçalayarak beslenen polifag bir yırtıcıdır. Ergin olarak 4 yıl yaşar, şubat sonu mart ayı başında topraktan çıkarak bir hafta içinde cinsel olgunluğa erişen böcekler toplanarak kitle üretiminde anaç olarak kullanılırlar.

Çam kese böceğinin toprağa indiği nisan-mayıs aylarına kadar üretimine devam edilir.

Yapılan araştırmalarda laboratuvarlarda 2 erkek 1 dişi, 3 erkek 1 dişi ve katları erginlerin bir arada bulunduğu yetişme kaplarında beslenen erginlerde yumurta veriminin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Her gün yetiştirme kaplarındaki yumurtalar toplanarak steril topraklı yumurta kaplarına 20-30 adet olacak şekilde konulur. 4. günden itibaren yumurtadan çıkışlar başladığından yumurta kapları günlük olarak kontrol edilerek çıkan larvalar her bir kutuda bir adet olacak şekilde larva kutularına alınır. 10-15 gün boyunca her gün 1-2 tırtıl ile beslenen yırtıcı larvaları, 3cm boya ulaştığında zararlıların yoğun olduğu yerlerde her ağacın dibine en az bir adet olacak şekilde bırakılarak mücadele yapılır.

Yırtıcı böceklerden peygamberdeveleri, kum böcekleri, gelin böcekleri alacalı böcekleri, alalı böcekler, kemirici böcekler zararlı böcekleri parçalayarak yemek suretiyle faydalı olurlar.    

     

Formica rufa (Kırmızı orman karıncası - Odun Karıncası- Kızılağaç Karıncası – At Karıncası)


Formica rufa, zararlı böceklerin yumurta, tırtıl, pupa ve erginlerini yiyerek faydalı olurlar. Bu sebeple böcek zararı görülen ormanlara kırmızı orman karıncası yuvaları tekniğine uygun şekilde yapılmış sandıklarla ve zamanında kraliçeleri ile birlikte alınarak nakledilirler ve yeni yerlerine yerleştirilirler.  Böcek zararı görülen ormanlara kırmızı orman karıncası nakline tekniğine uygun bir şekilde devam edilecektir.

Karınca Transplantasyonu: Kırmızı orman karıncası yuvaları böceklerin sıkça zarar verdiği benzer yeni yetişme ortamlarına sahip ormanlık alanlara belirli teknikler kullanılarak nakledilerek yerleştirilirler. Bu çalışmaya karınca transplantasyonu adı verilir. Karınca transplantasyonunda genç ve seyrek dağılımlı yuvalara kesinlikle dokunulmamalıdır.

 



Rhizophagus grandis 


Ladin ormanlarında büyük zararlara sebep olan Dendroctonus micans ile biyolojik mücadelede kullanılan monofag bir yırtıcıdır. Ülkemizde bu yırtıcı laboratuvar ortamında, ladin kütükleri, tüp metodu ve kutu metodu ile nisan–eylül ayları arasında üretilir. D. micans zararının görüldüğü ağaçlardaki faal yuvalara bir erkek iki dişi veya iki erkek üç dişi olacak şekilde kabuk altına verilir.

Üretimi:

  1. Ladin kütüklerine Dendroctonus micans/dev kabuk ladin böceği larvaları verilmek suretiyle yapılan üretim metodu

  2. Ladin kütüklerine Dendroctonus micans erginleri vermek suretiyle R. grandis’in üretilmesi yöntemi


Rhizophagus depressus


Laboratuvarda üretilen bu böcek birçok kabuk böceğinin galerilerinde yaşayarak onların ergin, larva ve pupalarını yiyerek biyolojik mücadeleye katkı sağlamaktadır. Polifag bir yırtıcıdır. Larva safhasında kutuda ve ağaç kütüklerinde nisan-eylül aylarında üretilen böceklerin Ips sexdentatus zararı görülen ormanlarda ve orman bitki türlerinde zarar gören ağaca 30-40 adet ergin bırakılır.

 Ips sexdentatus’un (On iki dişli çam kabuk böceği) biyolojik mücadelesinde kullanılmaktadır.

R. depressus’u laboratuvar şartlarında 2 farklı yöntem ile üretmek mümkündür.

  1. Ladin kütüklerine D. micans larvaları verilmek suretiyle yapılan üretim metodu

  2. R. depressus’un kutu metodu ile üretimi



Thanasimus formicarius


Tüm kabuk böceklerinin galerilerinde yaşayarak onların larva, pupa ve erginleri ile beslenen polifag bir böcektir. Ips typographus, Ips sexdentatus, Orthotomicus erosus, Pityokteines curvidens, Ips acuminatus, Tomicus minor, Tomicus piniperda olmak üzere farklı tür kabuk böcekleri ile beslenmektir. Feromon tuzaklarında yakalanan anaçlar kullanılarak mayıs-ağustos aylarında laboratuvar ortamında üretilmektedir. Doğadan ve feromon tuzaklarından toplanan zararlı böceklerin erginleri 9 ila 10 gün süre ile kutu içinde beslenerek çiftleştirilen erginlerden elde edilen larvalar tek tek tüplere alınır. Tüplerde yaklaşık 30 gün beslenen larvalar zararın görüldüğü sahada ağaçların kabukları altına birer tane verilir.

C:\Users\veyse\AppData\Local\Microsoft\Windows\INetCache\Content.Word\44332.jpg

Torymus sinensis


Kestane gal arısının (Dryocosmus kuriphilus) larva parazitoiti olup monofag bir türdür. Kestane gal arısının oluşturduğu galler ekim-kasım aylarında toplanarak mantarlaşmaması ve kristalleşmemesi için kurutularak karton kutulara konulur. Mart-nisan aylarında gallerden çıkan ergin parazitler 2-3 gün balla beslenir. Gal arısının bulunduğu kestane ormanlarına 50 erkek 100 dişi olacak şekilde tüpler açılarak uçurulmak suretiyle sahaya salınır.

C:\Users\veyse\AppData\Local\Microsoft\Windows\INetCache\Content.Word\tory.jpg


TERİM VE TANIMLAR / SÖZLÜK

Endemik: Bir bölgeye özgü, yerli olan.

Entomofag: Böceklerle beslenen böceklere denir.

Entomopatojen: Böcekler üzerinde yaşayan ve hastalık oluşmasına sebep olan mikroorganizmalar. Epidermis: Yaprağın en dış kısmındaki koruyucu tabakadır

Feromon: Dış salgı bezleri ile böceğin vücudunun dışına salgılanan ve böceklerin beslenme, çiftleşme, savunma, gizlenme, kaçma vb. davranışlarını etkileyen salgılar.

Fitofag: Bitki ile beslenen organizma.

Fungisit: Fungusların (mantarların) sporlarını veya miselyumunu öldürme vasfında olan madde, kısaca fungus mücadelesinde kullanılan pestisitlerdir.

Fungivor: Funguslar ile beslenme özelliği gösteren.

Gal: Bitki dokularının dışa doğru genişlemesi veya kabarcık oluşturmasıdır. Çoğunlukla hastalık veya diğer böceklerin faaliyeti neticesinde oluşur.

İnsektisit: Böcekleri öldürmede kullanılan herhangi bir kimyasala verilen isimdir.

Monofag: Tek bir besin türü ile beslenen organizmalar.

Parazitoit: Ergin öncesi gelişme dönemlerini bir konukçunun içinde veya üzerinde tamamlayan ve neticede konukçularını öldüren, erginleri serbest yaşayan organizma.

Pestisit: Zararlıları öldürücü. Bitkilere zarar veren hastalık ve zararlılar ile yabancı otlara karşı mücadelede kullanılan kimyasal maddeler ve bunlardan yapılan ilaçlardır.

Primer zararlı: Sağlam ve sağlık durumları iyi olan bitkilerde zarar yapan böceklerdir.

Sekonder zararlı: Sağlık durumları iyi olmayan yani çeşitli sebeplerle hastalanmış zayıf düşmüş ve cılız kalmış ağaçlarda zarar yapan böceklerdir.


  1. Tuzak odunu nedir?

Hortumlu böceklerle ve kabuk böcekleri ile mücadele için yeni kesilmiş ağaçların dal veya tepelerinden 8-10 cm. kalınlığında toprağa gelecek kısım soyulur. Bu odunlar 3-4 hafta sonra değiştirilir. Odunlar birkaç gün ara ile kontrol edilerek gelen böcekler öldürülür. Mücadelede hektara 10-20 adet tuzak odununa ihtiyaç vardır.

Ladin ormanlarında hortumlu böceklerle ve köklerde üreyen kabuk böcekleriyle mücadele için yeni kesilmiş ladin ağaçlarından alınacak kenarları 20-30 cm. boyunda olan kabuklar, ölü örtüden temizlenmiş toprağa, içleri toprağa gelecek şekilde yerleştirilir ve üzerine taş konulur. Gelen böcekler öldürülür.

Ağaç gövdesinde kabuk düzeltilerek, ağaç gövdesini çevreleyecek şekilde macunla halka oluşturulur. Macunun kalınlığı 2-8 mm, genişliği 5 cm. olmalıdır. Bu şekilde tırtılların ağaçtan toprağa inmesine veya çıkmasına mani olunur. Macunun görev yapabilmesi içini uygun özellikleri olmalıdır.


  1. Kuş yuvalarının ormanda kullanılması? (1 ha alana kaç yuva koyarsın?)

Kuş yuvaları; desteklenmesi istenen kuşun türüne uygun giriş delik çaplarına göre hazırlanarak, iğne yapraklı ormanlarda hektara 5, yapraklı ormanlarda hektara 10 adet olarak asılır. Park-bahçelerde ve diğer orman bitki türü barındıran alanlarda ise ihtiyaç oranında asılır. Kuşlar başta olmak üzere yaban hayatını desteklemek gayesi ile imkanlar dahilinde can suyu sağlamak amacıyla can suyu havuzları veya ekolojik suluklar tesis edilir.

Yaban hayvanları ve kuşlar insanların dolaştığı yerlere rahatça gelmemektedir. Bu nedenle suyun, kaynağından 100-500 m mesafedeki uygun yaşam alanlarına taşınmasıyla, yaban hayatı için doğal görünümlü suluklar ihtiyaç durumuna göre geniş aralıklar ile tesis edilebilir.

Bu alanlardaki ağaçlara kuş yuvaları asmak suretiyle çam baştankarası, büyük baştankara, mavi baştankara, kayın baştankarası, anadolu sıvacısı, guguk kuşu, ağaçkakan, çoban aldatan, sığırcık, taş kuşu vb. böcekçil kuşların çoğalmalarına yardımcı olunmalıdır. Ormanda ve diğer orman bitkisi bulunan alanlarda kuşların yuva yapmayı sevdiği ağaç türleri korunmalıdır.


  1. Böcek evrelerini nelerdir ve en zararlı evre hangisidir?

Yumurta, larva (nimf), pupa ve ergin olmak üzere beş farklı dönem gözlenmektedir.

Larva(nimf) dönemi

Böceğin yumurtadan çıkmış haline larva veya nimf denir. Nimf ve larva böceklerin asıl zarar yaptığı evresidir. Bu evrede gıda alarak büyüyüp geliştiklerinden en zararlı oldukları hayat dönemidir. Larva kanatsız ve küçük yapılıdır. Genel olarak yumurtadan çıkan larva kanatlarını meydana getirecek kısımlar vücudun dışında gelişirse buna nimf, kanat kısımları vücut duvarı içinde gelişirse buna da larva denmektedir. Nimf genellikle ergine benzer. Larvanın erginden farklı bir vücut yapısı vardır. Larvalar 1 ila 30 defa arasında deri (Gömlek) değiştirerek büyürler.


  1. Adacık yöntemi nedir?

Phryx caudata (Çam keseböceği larva parazitoiti); Çam kese böceği tırtılları ile yapılan mücadelelerde bu tırtıllara arız olan bir parazitoit böcek olan Phryx caudata adacık ve tel kafes yapılmak suretiyle korunmakta ve doğaya dönüşü sağlanmaktadır.

Adacık tesisi ve tel kafeslerin sahaya yerleştirilmesi çam kese tırtıllarının toprağa inişlerinden 4-5 hafta önce tamamlanmalıdır. Mekanik olarak toplanan 250-300 adet kese adacık veya tel kafese konulur. Çam kese böceğinin yumurtalarında bulunan yumurta parazitoitlerinin ormana dönmesi amacı ile toplanan yumurta koçanları orman içi açıklıklara bırakılır. Toplanan yumurtalar hiçbir zaman yakılmamalıdır. Bu suretle ormana dönüşü sağlanan yumurta parazitoitleri çam kese popülasyonunun azaltılmasında etkili olmaktadır.

Adacık, güneş alan, düz bir alanda ve kolayca su bulunabilen bir yerde kurulur. Adacık tesisi için, 1,4 x 4,0 metre boyutlarındaki adacığın etrafına 30 cm genişliğinde ve 30 cm derinliğinde hendek açılır.

Bu hendekten çıkan toprağın bir kısmı adanın orta kısmına atılarak hafif bombe yapacak şekilde tesviye edilir. Tesviye işlemi bittikten sonra, adacık ve hendeklerin yüzeyi, çift katlı sağlam sera naylonu ile dışarıya taşacak bir şekilde örtülür. Naylon serme işinden sonra hendekler 20-25 cm derinliğinde su ile doldurulur.

Toplanan keselerin hendeğe yuvarlanmasını engellemek için adacığın kısa kenarlarına maden direği, uzun kenarlarına 15-20 cm eninde tahta çakılmak sureti ile adacık tesisi tamamlanmış olur. Bu niteliklere haiz piyasada kain diğer hazır imalatlar da bu gaye ile kullanılabilir.

Adacığı dış etkilerden korumak için etrafının 3 sıralı tel çit ya da kafes tel ile çevrilmesi uygun olur. Keselerde toplanan parazitoit (Phryx caudata) pupalarının çabuk erginleşmesini sağlamak için, adacıktaki keseler haftada iki gün alt üst edilerek havalandırılmalıdır.

Parazitoit ve yırtıcı uçuşunun bitiminden sonra adacık üzerindeki kese ve diğer materyal dışarıya çıkarılarak imha edilir. Zira toprağa giremeyen çam kese tırtılları kese yığıntıları içinde krizalit olabilmekte ve sonbaharda kelebek olarak ormana geri dönebilmektedir.

  1. Tel kafes yöntemi nedir?

100 x 100 x 100 cm ebatlarında 4 cm’lik çıtalarla yapılır. Etrafı ince metal sinek teli ile kapatılır ve üst kısmı 40x40 cm boyutlarında kese koymak ve parazit çıkışı için açık bırakılır. Açık bırakılan kısımdan çam kese tırtılları çıkmaması için içeriye doğru 30 cm uzunluğunda sert plastik sarkıtılır. Tel kafes adacığa nazaran yapımının kolaylığı ve su ihtiyacı olmadığından ormanın iç kısımlarına veya diğer orman bitki türleri bulunan alanlara rahatlıkla taşınabilir.

  1. Feromon tuzakları ne zaman asılır? Ne zaman hangi dönemde?


Feromon preparatlarının hedef türün uçma zamanından 2 hafta önce tuzaklara asılmaları gerekmektedir. Tuzakların iki ağaç arasına hakim rüzgar yönü de dikkate alınarak sağlam bir şekilde orman içi açılıklara veya meşcere kenarlarına asılmalıdır. Kullanılmayan/daha sonra kullanılacak olan preparatların etkinliğinin kaybolmaması için uygun sıcaklık koşullarında muhafaza edilmelidirler.

  1. İbreli-kabuklu emvallerin istiflendiği rampa ve depolarda, emvaller ergin çıkışından önce kaldırılamayacağı durumlarda; iki feromon tuzak arası 40 metreden az olmamak kaydı ile her 50 ila 100 ster için bir adet olmak üzere feromon tuzaklar asılır.
  2. Epidemi yaptığı sahalarda ve riskli sahalarda (Yoğun kırık devrik olan sahalar, yangına maruz kalan sahalar vb.) kabuk böcekleri ile mücadelede canlı ağaçlardan 8-10 metre uzak orman içi açıklıklara ve yol kenarlarına, böceğin uçma zamanından 7-10 gün önce en az 40 metre aralıklarla hektara 1 ile 5 adet asılır. Kabuk böceklerine karşı kullanılan feromon tuzakları canlı ağaçlara asılmamalıdır.
  3. Çam kese böceği, kestane kızıl kurdu vb. zararlı türler ile biyoteknik mücadele kapsamında asılacak feromon tuzakları ağaçların dallarına veya gövdelerine sabitlenmek suretiyle asılmalıdır.

Satın alınan feromon preparatları kullanılıncaya kadar orijinal paketinde hava almayacak şekilde –1 ila +4 derecede (Buzdolabında) muhafaza edilmelidir. Feromon preparatları yerden 1 metre yükseklikte sallanmayacak bir şekilde tuzak askılarına monte edilmelidir. Asılan preparatlar orijinal paketinde belirtilen etkinlik süresi sonunda ihtiyaç varsa yenisi eklenmelidir.

KAYNAKÇA

Orman Genel Müdürlüğü, "Orman Bitkisi ve Bitkisel Ürünlerinde Önemli Zararlı ve Hastalıkları Tanıma Kılavuzu" kitabı,

Orman Genel Müdürlüğü, "305 Sayılı Orman Zararlıları İle Mücadele Usul ve Esaslarına Ait Tebliğ"

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski